istiklaldeki versiyonunda kasada genelde sabit duran gerizekalının tavırlarından gına geldi.
ben:merhaba, günaydın! (saat 11 aslında gunaydınlık bir yeri yok maksat sempatiklik osun)
kdg:...
ben: ben bu dvdyi almak istiyorum. paketleyebilirseniz bir de zahmet olmassa.(gülücük)
kdg: (dvdyi alır, etrafı aheste aheste süzerekten yavaş yavaaaaş etiketlerini çıkartır. yanına gelen tiple sohbet eder. uzatııır uzatııırrr)...
ben: ne kadardı?
kdg: 19,99 (lütfetti)
ben: (50 lira uzatarak) buyrun.
kdg: bozuk yok mu?
ben: yok !??
kdg: bozdurup gelin. param yok.
ben: pardon sizi buraya zorla mı koydular? dvdyi almak zorunda olduğum için almıyorum keyfimden alıyorum farkındasınız di mi? diyerek sahneyi terkeder.
bir başkka versiyonu,
aldığım bir dvd bozuk çıktı ve değiştirmek için aynı filmin yeni bir dvdsini alıp kasaya gittim.
aynı şahış var ammavelakin bendeniz anımsamakla birlikte bu malın o mal olduğunu ilk başta çıkartamadım.
ben: bu dvd bozuk bununla değiştrimek istiyorum.
kdg: anlamadım. (ama bu anlamadım da öyle bir tavır var ki, sanki ben dünyanın en salak cümlesini daha da salak bir biçimde telaffuz etmişim, o da etrafında duranlarla çok parlak bir latifeye gülecekmiş gibi kasadaki diğer insanlara bakıyor suratındaki o ne diyor bu ifadesi ile)
ben: (o malın bu mal olduğunun bilincinde) neresini anlamadınız zekanıza inmeye çalışayım? (yazık beni bile kabalaştırabiliyor bazı insan türleri)
adamın boş bakışları karşısında yanında duran nispeten düzgün insan el attı işe zira o bozuk dvdyi nasıl yedirsem planları yapıyordum ben.
işte efendim böyle kıl insanları barındıran bir yer orası. bu konuşmalar da birebir gerçektir. bir dahakine aynı adamla karşılaşmam halinde ne kadar acelem olursa olsun gidip mağaza müdürüyle konuşacağım! heeyt.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?