yemek yenilen yer. para veriyoruz buralara.
lokanta
bir emre aydın şiiridir;
adam gururla lokantadan içeri girdi yorgundu adam
çok yoksuldu hem de babaydı
kolunda karısı vardı elinde kızı
adamın karısı vardı karısının elleri vardı delik deşik
hazır cevabı vardı her soruya verdiği;
"ben bilmem beyim bilir"
muhtemel hiç bir zaman sevmemişti beyini.
adamın kızı vardı kızın gözleri vardı yüzü vardı
sonra üstü başı vardı eski
bir gülümsemesi vardı ki yüzüyle gözlerini neredeyse tamamen örten
lokantaya gelebildiklerindendi o gülümsemesi başka bir şeyden değil
bir de yavaş yemesi vardı kızın
neden hemen dönmek isteyecekti ki bi oda bi salon yalnızlıklarına.
adam gururla lokantadan içeri girdi yorgundu adam
çok yoksuldu hem de babaydı
kolunda karısı vardı elinde kızı
adamın karısı vardı karısının elleri vardı delik deşik
hazır cevabı vardı her soruya verdiği;
"ben bilmem beyim bilir"
muhtemel hiç bir zaman sevmemişti beyini.
adamın kızı vardı kızın gözleri vardı yüzü vardı
sonra üstü başı vardı eski
bir gülümsemesi vardı ki yüzüyle gözlerini neredeyse tamamen örten
lokantaya gelebildiklerindendi o gülümsemesi başka bir şeyden değil
bir de yavaş yemesi vardı kızın
neden hemen dönmek isteyecekti ki bi oda bi salon yalnızlıklarına.
beyoğlunda şık bir restoran.
türk dil kurumunun sosyal otlangaç şeklinde dilimize sokmak istediği kelime.
(bkz: meclis lokantası)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?