kucuk bir marti gibi hissediyorum kendimi!
beyaz, masum, abaza.
kucuk martilara kimseler vermez, bilir misin?
ben daglarda ozgurce dolasirken,
sen yumusak yataginda yayilmis;
cinsel partnerinle ucuncu postanin kritigini yapiyorsun!
ve ben, kucuk bir marti olmanin verdigi aciyla mavi gokyuzunden,
insanlarin kafasina siciyorum.
sicmak.. seks kadar olmasada rahatlatir ya insani..
hani, o vucudunun en muhim deliginden cikisi vardir ya;
kahverengiye calan lehim pastasi kivamindaki nesnenin..
biraz huzunlu bir rahatlik verir bana o an!
o huzunlu rahatlik ki, yasanmamis sevdalarin
igrenc kokusu sinmistir iligine.
kucuk bir martinin gokyuzune yonlendirilmis yalvarmalaridir belki de o an,
o silik nesnenin kicindan ayrilmaya dair yakarislari.
ama kucuk martinin ne zikine derman?
eti ete durtmeden hayatin tadi cikmiyor nartanem.
marti bahane.
(bkz: mor krizantem)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?