bir zeki müren şiiri.
taksimde bir apartmanın rödöşose katında, bir talebe evinde otururken, güzel sanatlar akademisine giden en yakın yol kazancı yokuşuydu. şimdi yine öyledir. tabii ismi mimar sinan üniversitesi oldu, nacizane ben orayı birincilikle bitirdim; onu da arz edeyim. kazancı yokuşu benim yolumdu; en yakın yol oydu. onun etkisiyle bir sabah rüyadan dürtülürcesine uyandım ve başucumdaki kağıt-kaleme sarıldım;
paris sokaklarında sabaha karşı,
çöp tenekelerinden aşk dökülür,
aşıklar balık kılçıklarında ölür..
şanzelize yağmurda buğulu ayna,
çiçekli jartiyerlerin gölgesi iz iz,
kişiler geçer, kişiliksiz..
madrid balkonlarında zehirli asma gülleri,
kertenkele gözlü kızlar,
kök temiz, filiz kirli.
roma, nerondan arta kalan yaralar,
aşk çeşmesinde kalp paralar..
kazancı yokuşunda bir yatır var,
ömürle yarışır, mumları erimekte,
beni orada bekle..
ne çilekeş,
ne vefakar,
o ne sırdaş dede..
o yokuş baharda da ıslaktır;
güzde de.
kayan kendi ayağın,
düştüğün kendi kaldırımın.
o yokuşta niceleri neler diler;
o yokuşta gün ışırken,
çöp tenekeleri
ve yalnız kediler..
(bkz: copy paste sanma günahımı alma)
kazanci yokuşu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?