kamelyalı kadın alexandre dumas fils’in gençliğinde yaşadığı gerçek bir aşkın dokunaklı ve yürek burkucu hikayesidir. marie duplessis adındaki bir kadına ilk hayranlarından biri her gün kendisine kamelya gönderiyordu. marie, bu nadide çiçeği bazen siyah saçları arasına iliştirir veya elbisesinin göğsüne takıyordu. bir dönem sonra paris’te kamelya denince akla onun ismi geliyordu. adı bu nedenle ’kamelyalı kadın’ olarak kaldı. paris’e geldiği ilk günlerde, hayatını kazanmak için modellik, çiçek satıcılığı gibi işler yapan marie, kendisine hayranlık besleyen zengin bir ingilizin daveti üzerine kısa bir zamanda madaleine caddesi’nde bir apartmana yerleşti. her gün atlı arabasıyla gezintiler yapıyor, lüks içinde yaşıyordu.marie, hayatı boyunca birçok zengin erkekle birlikte oldu. ancak gerçekte bir erkeği sevdi. o da kendisini romanla ölümsüzleştiren aleksandr dumas’dı. marie, dumas’la tanıştığında 22 yaşındaydı. sevdiği erkek ise ondan 2 yaş küçüktü. ilişkileri bir yıl kadar sürdü ve acı bir şekilde sona erdi. dumas, marie’nin kendisinden başka erkekle ilgilenmesini istemiyordu. bu yüzden sık sık kavga ediyorlardı. dumas, aşırı kıskançtı. sırf intikam uğruna marie’yi başka bir kadınla aldattı. marie, hasta ve ümitsiz kendisine uzun süredir kur yapan kont perregaux’un evlilik teklifini kabul etti. ancak dumas’ı unutamıyordu. bir yıl sonra henüz 23 yaşındayken, vereme yakalandı. hayranları hatta yeni evlendiği kocası bile onu terk etti. marie, doktor ve ilaç parası bulabilmenin derdine düştü. bütün mücevherlerini sattı. çektiği ıstıraplarla her gün biraz daha ölüme yaklaşıyordu. dumas ise aşkını unutabilmek için ispanya’ya gitmişti. dumas, hayatının dramını uzaktan uzağa duyduğu marie duplessis’yi, ölümsüzleştirmek için ’kamelyalı kadın’ romanını yazdı. ölümünden sonra marie’nin apartman dairesinde günün modasına göre dikilmiş 50 kostüm, yirmi iki şapka ve düzinelerle eldiven bulundu. bir de dairenin her köşesinde kamelyalar... kurumuş kamelyalar vardı.
(bkz: la dame aux camelias)
kamelyali kadın
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?