ithilquessir

pixie
bir varmış, bir yokmuş.
bir sen varmışsın. bir de ben.
gülüşün varmış, uçları kıvrık kıvrık yaramaz saçların,
gözlerime diktiğin kocaman gözbebeklerin,
minik avuçların,
kocaman hayallerin,
yere göğe sığmaz çocuksu masumiyetin,
nereden çıktığı hiç belli olmayan hilelerin..

günlerden bir gün ellerimden tutmuşsun sen.
sıcacıkmış ellerin.
sanki hep bildiğim ama bir türlü söyleyemediğim,
işte, tam burda,
tam dilimin ucunda..
sanki hep bunu bekleyip durmuşum ben.
sanki hep eksikmişim ben sen yokken.

sonra..
senle ben "biz" olmuş sonra.
ne "siz" kalmış, ne "onlar".
geride kalan bütün şahıslar gizli özneymiş, bütün cümleler devrik,
bütün zamanlar geçmiş zaman (hem de miş’li),
bütün özel isimlerin ilk harfi küçük,
bütün yüklemler mastar halde,

..meydan okumuşuz dilek-şart kiplerine.

masal bu ya, almış başını gitmişsin sen bir gün.
uzağa,
çok uzağa, daha da uzağa,
ardından bakakalmışım ben öylece.
öyle çaresizmişim ki ben sen olmayınca.
ne dudağının kırmızısı varmış, ne de saçlarının kokusu.
nasıl yaşanırmış onlar olmadan.
yok, öğrenilecek gibi değilmiş yokluğun.
hele alışmanın imkanı yokmuş.

kilometreler, deniz milleri,
lodoslar karayeller,
telefon ve telgraf hatları, demiryolu rayları,
balkanlardan gelen alçak basınç...
hiçbiri güçlü değilmiş senle beni ayırmaya.

bütün cümlelerimin fiilleri sana doğruymuş,
üç nokta koymuşum hepsinin sonuna...

sen
ve ben.
..neye yarar uzaklar,
bütün bağlaçlar bizi bağladıktan sonra...

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol