bir gidis macerasi...
turkiyeden karayoluyla gittiginizde eziyetiniz habur sinir kapisinda baslar...
turk gumrugunde gerekli islemlerinizi yaptirdiktan sonra dicle (emin degilim) uzerindeki kopruyu gecer ve turkiyeye belli bir sure elveda dersiniz,kurt tarafindaki halil ibrahim sinir kapisindan giris yapacaksinizdir,askerler size boka bakarmis gibi bakarlar,siranin hep en sonundasinizdir cunki kurtce bilmiyorsunuzdur,daha sonra birisi elinizden pasaportunuzu cekip alir yirtarcasina,adama bakarsiniz oda size bakar,amniskiim dersiniz sizden daha tecrubeli birisi eegilir kulaginiza kufur etme hepsi turkce biliyor...
kurt tarafindan pasaportunuza vurulan muhurden sonra, (eskiden beyaz bir kagitti bu,artik is daha resmi oldu muhure dondu,hala kurdistani kurdurtmayiz diyenlere selam olsun) sizi goturen soforunuz kendi araba islerini halleder. (silopiden yada diyarbakirdan bu isler icin taksiler vardir)
ve halil ibrahim desinizdir artik bok gibi yag kokusu burnunuza gelmeye baslar cunki hemen sag tarafta barzan lokantasi denilen lokanta vardir.
burada yaklasik 3-4 saatiniz gecmistir,yorgunluk,saskinlik,korku hepsi basiniza musallat olmus size bakmaktadirlar oradan zoraki turkce konusturdugunuz bi adama taksi ayarlatirsiniz 100 dolar verirsiniz bu is icin.
zaho,dohok derken artik turkiyeye arabanin camindan son kez bakarsiniz yol boyunca siralanmis turk tirlari birazda olsa size guven verir.checkpointler baslamis kurt askerlerinin size boka bakar gibi bakmasi,ne isin var burda kurtcede bilmiyorsun nidalari arasinda gecen 4 saatin ardindan erbile varirsin..
bagdata gitmek hepten bi hikayedir,boswerin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?