yaradana olan minnet duygularini ifade etme yontemi.
ibadet
rabbin devetine verilen kabul cevabi.
olmazsa olmazdır.ama tam olarak yapamıyoruz o ayrı.(bkz: 5 vakit namaz).
gizlisi makbuldür
(bkz: namaz)
kimi zaman tanrı/allah adına değil de toplum için gerçekleştirilen bir hadisedir. tamam, anladınız siz. açıklamayacağım daha fazla.
zamanın yıpratıcı ve eritici tesiri altında, ruhunu ve anlamını yitirerek bir folklor oyununa dönüştürülmüş olan bir zamanların ilahî terbiye sistemidir ibadet.
yaşama ve dine dair her konunun ana kaynağı olan kuran-ı kerimin, ibadetler ile ilgili ayetleri tetkik edildiği vakit görülmektedir ki; her ibadetin çıkış noktası insan, varış noktası ise allahtır.
bugün, çıkış noktası unutulmuş ve yalnızca varış noktasına hapsedilmiş olan ibadetler; kelimenin tam anlamıyla körlüğe, sağırlığa ve ruhsuzluğa bürünmüş - mahkûm edilmiş durumdadır.
vaktinden, malından ve bedeninden bir miktarını; sanki "allaha lütfediyormuşçasına" saygısız ve ruhsuz kalıplar halinde sunmaya teşne edilen ibadet; günümüz insanının gerek yaşamına, gerekse anlayışına hiç bir katkıda bulunmamaktadır. tam da bu sebeple, âbid ve zâhid görünümlü birçok insanı; ya dedikodu bataklığında debelenirken, ya yalancılığın bayraktarlığını yaparken ya da faiz benzeri melunlukları sinsi sinsi işlerken yakalayıveriyorsunuz. işin daha üzücü tarafı ise, suçüstü yakalananların hemen hepsinin "ne yapalım biz de insanız" bahanesine sığınmalarıdır. oysa bu zavallıların hal-i hazırdaki perişan durumları "insan" olmalarıyla değil; "islâm" olamamalarıyla açıklanabilir! ah bir de bunu kendileri anlayabilseler...
ibadet, yalnızca allahın rızasını kazanmak adına yapılan ritüeller bütünü değildir. ne, kuran-ı kerim bizlere ibadeti böyle tanıtır; ne de islâmı en güzel şekilde temsil edenler ibadetleri bu şekilde yaşamıştır. ibadet, allah rızasını kazanma adına insanın kendisini çeşitli yollarla terbiye etme sistemidir. bu yönüyle namaz; insana saygıyı, tevazuu, alçak gönüllülüğü öğreten; vaktini kullanmayı ve kendisini programlamayı gösteren müthiş bir terbiye sistemidir.
namazı; putperestlerin kendi uydurdukları sanemler önünde rükû ve secde görüntüsü vermeleri gibi; hava boşluğuna karşı eğilip doğrulmak olarak algılayan sığ ve basit insanlar, tam da bu yüzden kıldıkları namazlardan zerre kadar nasiplenemezler. o yüzden bu tiplerin, seccadeye ve tespihe verdikleri değerin onda birini, insanlara ve onların haklarına vermediklerini görürsünüz. kendilerini; seccadenin üstünden, öz kardeşlerinin etini yeme işine zar-zor atan bu yamyamların, islâm toplumu içinde tam bir fitne kaynağı oldukları yadsınamaz bir gerçektir.
aynen namaz gibi; oruç, haç, zekât için de bu tip ruhsuzluk örnekleri çokça sıralanabilir. tüm ibadetleri, asli mecralarından kopararak onları yalnızca allah rızasını kazanmaya yönelik ritüeller bütünü olarak görmek, islâmı ve onun peygamberini anlayamamaktan öte bir şey değildir.
insanın, yaşamına olumlu yönde farklılıklar katmayan; onu, maddi ve manevi bir terbiye ile yüceltmeyen; ondaki merhamet, şefkat ve paylaşma duygularını geliştirmeyen hal ve hareketlerin "ibadet" olarak nitelenmesi... ya cehaletten doğan boş bir avuntu ya da ihanetten ileri gelen bir atımlık kurşundur. ve unutulmamalıdır ki, o habis kurşun, dönüp dolaşıp elinden çıktığı kişiyi muhakkak vuracaktır!
yaşama ve dine dair her konunun ana kaynağı olan kuran-ı kerimin, ibadetler ile ilgili ayetleri tetkik edildiği vakit görülmektedir ki; her ibadetin çıkış noktası insan, varış noktası ise allahtır.
bugün, çıkış noktası unutulmuş ve yalnızca varış noktasına hapsedilmiş olan ibadetler; kelimenin tam anlamıyla körlüğe, sağırlığa ve ruhsuzluğa bürünmüş - mahkûm edilmiş durumdadır.
vaktinden, malından ve bedeninden bir miktarını; sanki "allaha lütfediyormuşçasına" saygısız ve ruhsuz kalıplar halinde sunmaya teşne edilen ibadet; günümüz insanının gerek yaşamına, gerekse anlayışına hiç bir katkıda bulunmamaktadır. tam da bu sebeple, âbid ve zâhid görünümlü birçok insanı; ya dedikodu bataklığında debelenirken, ya yalancılığın bayraktarlığını yaparken ya da faiz benzeri melunlukları sinsi sinsi işlerken yakalayıveriyorsunuz. işin daha üzücü tarafı ise, suçüstü yakalananların hemen hepsinin "ne yapalım biz de insanız" bahanesine sığınmalarıdır. oysa bu zavallıların hal-i hazırdaki perişan durumları "insan" olmalarıyla değil; "islâm" olamamalarıyla açıklanabilir! ah bir de bunu kendileri anlayabilseler...
ibadet, yalnızca allahın rızasını kazanmak adına yapılan ritüeller bütünü değildir. ne, kuran-ı kerim bizlere ibadeti böyle tanıtır; ne de islâmı en güzel şekilde temsil edenler ibadetleri bu şekilde yaşamıştır. ibadet, allah rızasını kazanma adına insanın kendisini çeşitli yollarla terbiye etme sistemidir. bu yönüyle namaz; insana saygıyı, tevazuu, alçak gönüllülüğü öğreten; vaktini kullanmayı ve kendisini programlamayı gösteren müthiş bir terbiye sistemidir.
namazı; putperestlerin kendi uydurdukları sanemler önünde rükû ve secde görüntüsü vermeleri gibi; hava boşluğuna karşı eğilip doğrulmak olarak algılayan sığ ve basit insanlar, tam da bu yüzden kıldıkları namazlardan zerre kadar nasiplenemezler. o yüzden bu tiplerin, seccadeye ve tespihe verdikleri değerin onda birini, insanlara ve onların haklarına vermediklerini görürsünüz. kendilerini; seccadenin üstünden, öz kardeşlerinin etini yeme işine zar-zor atan bu yamyamların, islâm toplumu içinde tam bir fitne kaynağı oldukları yadsınamaz bir gerçektir.
aynen namaz gibi; oruç, haç, zekât için de bu tip ruhsuzluk örnekleri çokça sıralanabilir. tüm ibadetleri, asli mecralarından kopararak onları yalnızca allah rızasını kazanmaya yönelik ritüeller bütünü olarak görmek, islâmı ve onun peygamberini anlayamamaktan öte bir şey değildir.
insanın, yaşamına olumlu yönde farklılıklar katmayan; onu, maddi ve manevi bir terbiye ile yüceltmeyen; ondaki merhamet, şefkat ve paylaşma duygularını geliştirmeyen hal ve hareketlerin "ibadet" olarak nitelenmesi... ya cehaletten doğan boş bir avuntu ya da ihanetten ileri gelen bir atımlık kurşundur. ve unutulmamalıdır ki, o habis kurşun, dönüp dolaşıp elinden çıktığı kişiyi muhakkak vuracaktır!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?