hanesınde,bazı patetık hadıslere gore yakacak odun yıyecek hurma ve ıcecek sudan baska bırsey olmadıgı soylenen hz muhammedin tenakuz olarak addedılen mal varlıgıdır.
bırde yıne ayetlere ve surelere gore bır celıskı oldugu iddia edılmektedir.
soyleki;
*çok zengin bir kadın olan haticeden miras kalanlar
*ebubekirin sağladığı mallar
*medinelilerin sağladığı mallar
*düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: medine yakınlarındaki hurmalıklar; hayber hurmalıkları; fedek hurmalıkları bkz:( sahih-i buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve kamil mirasın açıklamaları)
*humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
*ayetnip (bazı savaş ganimetlerin tümü. örnek: nadiroğullarından fedek halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. f.razi: 29/284; kurtubi 18/19 )
*ayetnip hakkında nüzul olan haşr suresi 6.ayet:6 - allahın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. fakat allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. allah her şeye kadirdir.
haşr suresi 6. ayetin tefsiri: elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey adı verilmiştir. şeran da fey, kâfirlerin mallarından müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir. denilmiştir ki ganimet, harb esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. hükmü, enfâl sûresinde geçen "bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri allaha, resulüne..." (enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir. fey ise harp bittikten ve feth edilen yer dar-ı islâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir." âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani benî nadirdir. onlardan resulullah (s.a.v)a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere resulullahın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.
sünnete bakalım: nadir oğullarının malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey olarak kalmıştı. sahâbîler bunun, bedirde olduğu gibi enfâl sûreside bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. işte bu âyetle bunun bilhassa resulullaha aid bir fey olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, allahın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey olarak resulüne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.
hadise bakalım tekrar: buharî, müslim tirmizî, nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, hz.ömer demiştir ki, "nadir oğullarının malları, allah teâlânın, resulüne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve resulullaha mahsustu. hz.peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. nadir oğullarına karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir." (sünnet ve hadis dışında yukarıdaki ayet tefsiri elmalılı hamdi yazırdan alıntılandı)
* "de ki, ganimetler allah ve peygambere aittir. (enfal, 8/1),
*muhammedin şahsi zengiliğinin diğer işaretleri: 60tan fazla kölesi, 20 cariyesi; karılarından ayşenin bir andını bozması üzerine kendisine ait olanlardan 40 köle birden azad etmesi (buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil mirasın izahı)
*veda haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kuban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı aliye kestirebilecek bir dünyalığa
sahip olması (buhari ve müslimde kitabul-hacca bkz).
*rukye: nefes etme ve okuma sonucu teda vi ettiği-yani et-tıbbün-nebeviyi uyguladığı vakalarla doludur kütub-u sitte. her defasında rukye adı altında ücret aldığın: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et artık şifa bulanın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ücret almıştır muhammed (s.a.v). uhruc duası ile (uhruc adevullah, ene resullullah!) diyerek cin çıkaran da bu muhammed mustafadır
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?