her canlı,zengini,fakiri,güçlüsü güçsüzü, güzeli çirkini, bütün insanların başı ve sonu aynıdır.her canlı ölümü tadacaktır,üstelik bu öyle bir şey ki sizi ne zaman,nasıl,nerede yakalayacağını bilemezsiniz.açıkçası düşünmekte istemezsiniz o ihtimali aklımıza getirmemeye çalışırız hep.her şeyin boş olduğu ömrümüzün çok kısa olduğu,bir gün öleceğimizi ve ne kadar önemli bir insan olursak olalım unutulacağımızı...her günü son günümüzcesine yaşamak gerekir belki,zaten bu düşünce sürekli kafamızda olsaydı her şeyin boş olduğunu ne kavgalar ne savaşlar ne de para için dönen pis oyunlar,hiç birini yapmazdık belki de... kalp kırmazdık,üzmezdik üzülmezdik.ama dedim ya her canlı bu duyguyu tadacağını bildiği halde bunu unutmaya çalıştığı için,düşünmediği içindir belki de bu kaos.bir saniyeyi bile geri getiremediğimiz bu kısa ömrümüzde elden ayaktan düşünce şöyle bir eskiye döndüğümüzde ne görücez "ahh"larımız "keşke"lerimiz pişmanlıklarımız çoğunlukta olacak büyük bir ihtimalle.bu kalabalığın içinde aslında ne kadar yalnız olduğumuzu anlayacağız.gençliğimizi kullanmadığımızı anlayacağız ki bunu anladığımız zaman gençlik bir daha gelmemek üzere çoktan çıkmış olacak bedenimizden ve ruhumuzdan, yaşlı bir vücut olgun bir ruh bırakarak...her canlı bir gün ölümü tadacaktır,önemli olan o güne kadar yaşamak ama gerçekten kendi hayatını yaşamak, başkaları için değil sadece kendin için...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?