mendilci çocuk oyun oynayan tipik x jenerasyonu üyelerine soramadı mendil alacak mısınız diye. ama yerinden de kıpırdayamıyordu. masada değişik bir oyun oynayan çiftin oynadığına takılıp kalmıştı işte. masadakilere daha sorusunu sormadan umudunu kesen çocuk aslında tüm dünyadan umudunu kesmişti ancak henüz bunun farkında değildi.
çocuk heyecanları, kavgaya asiliğe basitliğe vuran uyumsuzlukları, arkadaşına takılırken " hadi lan ordan" derken yüzünde tortu gibi biriken gülümsemeleri, sokaktan kazandığı üç kuruşu ailesine götürmüyorsa eğer, kazandığı kendi gözünde serveti, ailesine götürüyorsa eğer içinden kendine çalarak ayırdığı, bu parayı harcadıkları..
hanüz dokuz on yaşlarındaydı ve parasının sigaraya gitmemesi için 18 yaş yasağı hiç de inandırıcı değildi.
henüz çocukluğu yüzünden dünyaya umutsuzluğunun farkında değildi, zamanla öğrenecekti..
farkında olduğu sadece arada alevlenen, bir şehri yakıp tüketecek korları tetikleyen öfkeydi.
mendilci çocuk oyun oynayan tipik x jenerasyonu üyelerine soramadı mendil alacak mısınız diye.
oyun oynayan müşterilerine özenerek mi bakıyordu?
göremedim, sırtı dönüktü bana..
çocuk durdu bir beş dakika, oyunu izliyordu ve mendil alcan mı abla mendil alcan mı abi diye sormuyordu.
x jenerasyonu bir sefer bile başını çevirip çocuğun yüzüne bakmıyordu. oyunlar oynuyordu.
çocuk beş dakikanın sonunda hiç bir şey söylemeden yoluna devam etti, sormadı o malum soruyu.
yol onun için çok uzun muydu?
bilmem, bildiğim yolun çok engebeli olduğuydu.
bildiğim x jenerasyonu asfaltta arabasıyla giderken onun kumlu çakıllı toprak yolda yürümeye mahkum olduğuydu..
imza: x olmasa bile y jenerasyonu...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?