gurbet
dağda dolaşırken yakma kandili,
fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
ne söylemez, akan suların dili,
sessizlik içinde çağlama gurbet!
titrek parmağınla tutup tığını.
alnıma işleme kırışığını
duvarda, emerek mum ışığını,
bir veremli rengi bağlama gurbet
gül büyütenlere mahsus hevesle,
renk renk dertlerimi gözümde besle!
yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
içimde dövünüp ağlama gurbet!..
necip fazıl kısakürek (1923)
çile,
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?