gönül

le petit prince
bir gece boyunca dinlersin... elinde mey şişesi vardır. anlamsız oyunların bittiği, ruhların birbirini yıprattığı günlerin ardından dinmeye çalıştığım zamandır.
sadece o şarkı çalar, çaldıkça beni anlatır. gönül... yapma dedi, dinledin mi? hayır.
tek satırının bana ders olduğu günler, kafana kazınan her satır için bir ay yaralı dolaştığım ezgiler. fikret amca’ya içerim, bir de bana... beni anlattığı şarkıya. onun için ne zaman bu satırları tekrar terennüm etmeye başlasa güzel sesiyle, o uzun gecenin sabahında dinmeye çalışılan ruhun keskin acıları gelir akla. durursun bir süre, idrak etmeye çalışırsın son notayı...
hatrında değildir kaçıncı kez tekrar çaldığı, önemli de değildir. uyku seni esir alana kadar çalınmalıdır kendi ruhunun milli marşı. o kadar benimsemişsindir. o benimdir dersin, dedim...
böyle bir şarkıdır gönül benim için, bilmem anlatabildim mi?
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol