hiç unutmam... ben henüz ortaokuldayım, deli gibi her tenefüste ya müzik dinleyen, ya da müzik konuşan bir bacaksız. bir de lise sondan benim sırtımı devamlı sıvazlayan, müzikten de bayağı anladığını varsaydığım bir ağabey. ağabey bir gün rushın "grace under pressure" kasetini tutuşturdu elime, dedi ki "bak kardeşim, bu şarkıcı var ya işte, konserlerinde bir yandan şarkı söylüyor, bir yandan gitar çalıyor, hatta bir yandan da ayaklarıyla synthesizer idare ediyor". hala bilmem hikayenin burası ne kadar gerçektir ama o gün o ağabeyin kanıma girdiği kocaman bir gerçektir. ayaklarıyla yaptıklarından ne kadar şüphe etsem de, geddy leenin elleriyle bas gitara yaptıklarını her zaman hayranlıkla seyrettim o günden beri. her zaman dünyada eli enstrüman tutan her rock müzisyeninin her üyesine gıptayla baktığı belki de tek grup olan rushın bu efsane basçının alemde enstrümanı namına kazanmadığı bir ödül yoktur. en büyük yeteneği ise böylesine karmaşık bas düzenlemelerinin arkasındaki şarkılardan onlarca hit single çıkarabilmesidir. sesine alışıp alışamamak ayrı bir tartışma konusudur ama gitaristliği üzerine ahkam kesmek büyük ayıptır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?