gebelik

gebe olma durumu, hamilelik.

döllenme ile doğum arasında geçen süre.

(bkz: dış gebelik)

kanda hcg seviyisini artıran durum. gebelik testinde aranan bu hormondur.

(bkz: bütün düşüncelerim seksle ilgili)
(bkz: bütün düşüncelerim bebeklerimle ilgili)

hamile olanın dışındakilerin dokuz doğurduğu başlangıcın evrelerinden.

(bkz: gebelikte cinsel ili$ki)

o degil de herkes melaike kesiliyor basiniza. koca desen tovbe hasa gozunde tanri gibi bir sey oluyor. evin temizligini o yapiyor?!?!?! arkadas konu komsu hepsi fir donuyor etrafinda bir sey canin istedi mi; ne yemek yapalim ne istersin bid bid bid bidididi. herseyin en iyisini yiyip iciyorsun. gunluk sut? lera fresca. dondurma? movenpick. tavuk? organik. herkes yoldaki bebis icin hediye veriyor felan.

ne guzel bir seymis yaaa! bileydim daha once dogururdum; ehe.

bulantı, baş ağrısı ve gözyaşının kutsal üçlemesi olan hal.



(bkz: olağanüstü hal)

tamam, bazı "ay ben çok rahat bi hamilelik geçirdim ehiehi" şeklindeki lanet hikayelerin tam aksine, durum kişiden kişiye göre değişkenlik gösterip çok zor bir hal alabiliyormuş, öğrendim.

ilk 1. ayda pek bir şey anlamadım aslında düşüncesine sahipken birden bire bel bölgesine regl ağrıları gibi saplanan ağrılarla uğraşmak durumunda kaldığınızda şaşırırsınız. "ahanda düşük yapıcam..." gibi ihtimaller sinirlerinizi bozar. ancak bu noktada korkacak bir durum yok, çünkü bu dönem bebeğin yerleşme dönemidir. o yerleşedursun siz yediğiniz içtiğiniz dahil olmak üzere 5 dakika önce ne söylediğinizi bile unutursunuz. biri sizden bir şey rica etmeye bile korkar, çünkü herşeyi ama herşeyi "aaaaa özür dilerim!" repliği ile karşılarsınız. bazı hamileler hiç bir anı unutmazken benim aptallaşma derecesinde bunu yaşamam ilginç tabi. bunun hemen akabinde korkunç baş ağrıları başlar. bu demektir ki bebeğiniz yerleşmiş, artık sabit olduğu için rahat durmaya karar vermiştir ama ardında baş ağrıları bırakmıştır. arada sırada uzun süre boyunca göz kapağınız falan atar, deli muamelesi görmemek adına birilerinin gözlerine bakmamaya çalışırsınız. baş ağrılarının kesildiği gün ki bu tam olarak 2. ayın ortalarına doğru olur bulantılarınız başlar.
bazı kadınlar bunu sadece sabah yaşarken bazıları akşama kadar çeker.
(bkz: ben)
2.ayın son günü, üstünüze bir ağırlık çöker. inanılmaz bir uyku ihtiyacı duyarsınız. misal akşamın 9unda yatıp ertesi günün sabah 9.30 unda uyanabilirsiniz. bu periyodda gayet mümkün. çünkü 3. ayınızda çocuğun inşaası hızla yükselir vücudunuz 2 katı hızla çalışır. yorgun hissetmenizin birincil nedeni de budur. tüm vitamin protein demir selenyum hede hödö ne varsa çocuğun beyni için çekilir ve çekilir... yediğiniz içtiğiniz ne varsa karnınızdaki sizi sömüren yavrunuzun sizden çaldığını yerine koymak içindir. ve bu dönemde çocuğunuzun ağzı burnu kulağı bacağı eli her bir şeyi görünür hal almıştır...

4. ayda bu etkilerin çoğunun yokolacağını, enerjik muhteşem hissedeceğimi söyleyenler, midem bulanıyor kusmak istiyorum....

bir kadının en çok sevgiye ve huzura ihtiyaç duyduğu dönemdir.sabah yataktan keyifsiz kalkmak bebek bana benzesin diye aynada kendini seyretmektir gizli gizli birinin canı birşey yemek isterse onun bahanesi olmaktır bütün boğazına düşkün tiplere evsahipliği yapmak kontrollerde doktorunuzdan ayar yemektir kiloya dikkat diye kısaca sefasını yanınızdakilerin sürdüğü sizin cefa çektiğiniz ama muhteşem duyguların yaşandığı nasıl birşey çıkacak acaba diye merakla geçen uzun bir dönemdir.meraklısına not;gerçekten ayna işe yarıyor

bu dönemde saç boyatmanın bebeğe zararlı olduğu konusunda çok yaygın bir düşünce vardır. ancak doktorlar bunun tam aksini söylemekte, kana karışmayan hiç bir maddenin bebeğe zarar veremeyeceğini söylemekteler.

çok da pimpirikli bir anne adayıysanız, ilk 3 ay bebeğin iç organları oluşumu sırasında boyatmazsınız ama daha sonra boyatırsınız. en nihayetinde şampuan da kimyasal bir bileşimdir ama kullanmaktan zerre çekinmezsiniz. aynı şey. ancak burada en önemli olan şey, boyanın keskin kokusunu içinize çekmemenizdir. boyatmaktan uzak durmaktansa kokusundan kaçmalısınız bayanlar, evet.

(bkz: hamilelik yogası)

bu dönemde giyinmek çok zordur. mevcuttaki giysileriniz artık 4. aydan itibaren olmaz. bunun yerine hamilelik pantolonu elbisesi hatta ve hatta eşofman takımları vs almanız gerekecektir. ancak çok aşırıya kaçılmamalı zira tek bir dandirik pantolon bile en az 50 tl’den satılır. mali olarak göçmek istemeyen anne adayları bol gömlek ve hırkalarla aldıkları pantolonları kombinleyebilirler.
zaten adam gibi alışveriş yapayım diyenlerdenseniz belli markaların gebe elbiseleri o denli uçuk fiyatlara satılır ki ağzınız 5 karış açık kalır. bir marka var mesela, ismini zikretmeyeyim, yazlık kumaştan son derece basit bir elbiseyi dahi 120 tl’den satışa sunmakta.

hem canım, kim sadece 4 ay giyebileceği kıyafetlere deli gibi para vermek ister ki...

şu durumda hasta olduğunuzda ne bir ilaç ne bir vitamin içebilirsiniz ki iyileşesiniz. tamamen doğanın eline kalıyorsunuz iyileşmek için. bol bol limon portakal suyu içip kendinize gelmeyi beklersiniz. ha bir de ballı sütü unutmayalım tabi.

ey annelik sen nelere kadirsin!

dünyanın en mucizevi şeyi.


8. aydan itibaren elini karnına bastıran anne adayı, çocuğunun o dokunduğu noktaya tekme atarak karşılık verdiğini görünce hayretler içerisinde kalır.

allah’ın hediyesi olan durum...