15 şubat 1947de los angeles polisi 3925 norton avenue yakınlarında bir kadın cesedi buldu. el ve ayak bileklerinde ip izleri olan cesedin göğüsleri doğranmış, vücudunun çeşitli yerlerinde sigara söndürülmüştü. bu tüyler ürperten görüntü, genç kadının ağzının iki yanına palyaço gülümsemesine benzeyen bir görünüm veren ve her biri 7.5 santim boyunda kesiklerle tamamlanıyordu. ama hepsi bu kadar da değildi. ceset ikiye bölünmüştü.
tüyler ürperten bu cinayetin kurbanı en son olaydan 6 gün önce yani 9 ocakta canlı olarak görülen elizabeth short adlı genç kadındı.
öldüğünde daha 23 yaşında olan bu genç kadın, keskin bakışlı mavi gözleri, gece karası saçları ve sürekli giydiği simsiyah giysileri nedeniyle gerçek isminden çok kara dalya (the black dahlia) olarak anılıyordu.
dönemde büyük heyecan yaratan cinayeti çözmek için onlarca dedektif geceli gündüzlü çalıştı. aralarında orson wellesin de bulunduğu yüzlerce kişi sorgulandı. ancak polis, katili bulmak bir yana en ufak bir ipucuna bile rastlayamadı.
kara dalya cinayetinin esrarı aradan geçen uzun yıllara rağmen çekiciliğini kaybetmedi ve uyandırdığı merak duygusu azalmadı.
en son 2003de los angeles cinayet masasından emekli dedektif steve hodel, bir cerrah olan babasından kalan eşyalar arasında elizabeth shortun çok sayıda fotoğrafını buldu.
araştırmalarını sürdürdükçe babasının da 1947deki kara dalya cinayetinde şüpheli olarak sorgulandığını buldu. genç kadının cesedi ikiye bölünmüş olduğu için, polis, bunu ancak insan anatomisini iyi bilen bir profesyonelin yapabileceğini düşünüp aralarında hodelın babasının da bulunduğu çok sayıda cerrah ve doktoru sorgulamıştı.
işin ilginç yanı baba hodelın bu sorgunun ardından ailesini terkedip filipinlere gitmesi ve bir daha da ortalarda görünmemesiydi.
tüm bu gelişmeleri öğrendikten sonra, emekli dedektif hodel, babasının bir seri katil olduğuna, aralarında elizabeth shortun da bulunduğu çok sayıda kişiyi ölürdüğüne inansa da yeterli kanıtları bulamadı.
kara dalya cinayeti soruşturulurken ortaya atılan iddialardan biri de shortun snuff adı verilen, kadın oyuncunun sonunda bir şekilde öldürüldüğü porno filmlerden birinde oynadığı hatta katilinin de babası olduğuydu.
sırlarıyla birlikte oakland kaliforniyadaki bir mezarlığı gömülen elizabeth shortun trajik yaşam öyküsü bir çok yazara ve sinemacıya da esin kaylnağı oldu.
genç yaşta ölen shortun öyküsünden esinlenerek kaleme alınan eserlerden biri de james ellroyun yazdığı los angeles dörtlemesinin ilk kitabı.
meraklısı için not: kitap ülkemizde de nitelik yayınları tarafından tahir ünaldıın çevirisiyle yayınlandı.
james elroyun kitabı usta yönetmen brian de palma tarafından sinemaya uyarlandı. 63. venedik film festivalinin açılış filmi olarak gösterilen the black dahlia (kara dalya) elizabeth short cinayetinin sırrını zözmeye çalışan iki dedektifin öyküsü üzerine kurulu. filmin oyuncu kadrosunda scarlett johansson, josh hartnett, mia kirshner ve hilary swank gibi oyuncular yer alıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?