her zaman karşılaştığım ve her zaman "sinirlenmeyeceğim" diye kendimi sakinleştirmeye çalıştığım ama başaramadığım konudur.mesela cumartesi sabahı en geç ben kalkmışımdır.saat 11 buçuk civarındadır.yüzünü yıkar işini halleder oturursun tv karşısına.beklemektesin kahvaltı hazır olsun da yensin.abin yanında laptopunda oyun oynamakta ve müzik dinlemektedir sabhın köründen beri.ama annen çıkar mutfaktan hadi 2 ekmek ve şu gazeteyi al da gel lafını tekrar ve tekrar yerleştirir kulağına.bu birinci örneğin yanına bir de şu örneği vermeliyim kesinlikle.akşam üzeri gelirsin dersaneden,okuldan,dışarlardan bir yerlerden işte.abin yine öylece boş boş oturmaktadır.laptopunda bir şeylerle uğraşmakta veya tv izlemektedir kanepede uzanmış bir şekilde.ama sen daha ayakkabılarını çıkartıp bir su bile içemeden annen yine aynı sözleri iliştirir kulağına.çok normal bir şekilde.bu olanlar yetmezmiş gibi bir de abinin bu sözleri yüzüne bile bakmadan yapmak zorunda olman hissiyatını vererek söylemesi insanın beynini çıkartıp kızartıp bir güzel peynirle yemesine sebep olur.
ekmek almaya sürekli küçük kardeşi göndermek
annenin daha cok sözünün gectigine inandıgı cocuguna yaptıgı hededir. öbür cocuk genelde miskin olur bir $ey istendiginde kendini kaldıracak gucu bile olmadıgını du$undurur insana. anne de diger cocugun daha söz dinler hesabına bunları yapmasını ister. cunku bilir, digerinden bi hayır gelmez.
ha bir de buyuk cocuk yıllarca gidip gelmi$tir zaten karde$i kucukken, $imdi sıra kucuk karde$te! zihniyeti var olabilir.
ha bir de buyuk cocuk yıllarca gidip gelmi$tir zaten karde$i kucukken, $imdi sıra kucuk karde$te! zihniyeti var olabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?