the imam

yeginoglu
fragmanını ilk izlediğimde heyecanlanmıştım açıkçası. sanırım 28 şubat sonrasına ağır göndermeler yapan bir yapıt diye bir beklentim vardı. izledikten sonra gördüm ki sırf isminden ve üstünkörü içeriğinden ötürü vizyona girdiği dönemde haddinden fazla gazlanmış. yapımcı promosyon sürecini iyi yönetmiş sadece.

basit mahalle baskısının dışında başka hiçbir toplumsal yaraya parmak bastığı falan yoktur. öyle burjuva köşe yazılarında ifade edildiği gibi açık görüşlü imam-hatip’lilerin yaşadığı manevi kaosu anlatması da tamamiyle safsatadır. bunu yazanın nasıl bir bakış açısı olduğunu anlamak zor.

ucuz, korkak ve ’ne şiş yansın ne kebap’ ayarında yazılmış bir senaryo, ucuz bir kast, ucuz bir yapım.

ana fikri ne?

avrupa görmüş, yolunu değiştirmiş bir imam hatip mezunu olarak arkadaşımın ahdine vefa eyledim. bunu yaparken de üç beş yobaz ile karşılaştım. allah’tan arkadaşım 4. evreden sonra fazla yaşamadı da, cenaze namazını tezlikle kıldırıp, çekip gittim bu lanet köyden.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol