kuran-ı kerim, tarih boyunca çeşitli itham ve iddiaların odağında olmuş bir kitaptır. allah tarafından gönderilmiş olduğu için "kutsal" olarak kabul edilen ve "son" kutsal kitap olduğu söylenen kuran-ı kerimin, çeşitli itham ve iddiaların odağında olması çok normaldir. bu iddialara karşı, tutarlı ve sağlam kanıtlara sahip cevaplar vermek ise; kuran-ı kerimin bağlılarının üzerine düşen bir vazifedir.
kuran-ı kerimi savunma ve hakkındaki itham ve iddiaları çürütme adına; itham ve iddia sahiplerini aşağılamak, onlara hakaret etmek, kuran-ı kerimin müntesiplerine yakışmayacak bir durumdur. bilgisi ve belgesi elinde olan, bunları en güzel tarzda ortaya koymalı ve islamın benliğine kattığı edep ve terbiyeden hiçbir surette ödün vermemelidir.
itham ve iddia sahipleri hakaret ediyor, aşağılıyor ya da alay ediyor olabilir. bu durum hiçbir zaman, bir müslümanın aynı yollarla cevap vermesini meşrulaştırmaz. unutulmaması gereken şudur ki; iddia ve itham sahiplerinin hakaretleri, alayları ve aşağılamaları kuran-ı kerime hiçbir surette zarar vermez; ancak müslümanların, seviyelerini koruyamayarak muhataplarının ağzı ve tarzıyla iddialara ve ithamlara karşılık vermeleri, doğrudan doğruya islama ve dolayısıyla kuran-ı kerime atfedileceğinden; kuran-ı kerim zarar görmüş olacaktır. unutmayalım ki bir müslümanı "müslüman" yapan kuran-ı kerimden aldığı edep ve terbiyedir. müslümanın, diğer insanlardan farkı; kuran-ı kerimin nuruyla şekillenmiş olan karakteri ve kişiliğidir. bu karakteri ve kişiliği her zaman, her yerde ve her şartta ortaya koymak ise islamın kendi müntesiplerinden haklı bir beklentisidir.
meşhur olan, hiç ummadığı ve tanımadığı ağızlarla muhatap olmaya hazır olmalıdır. kendisi herkesi tanımayabilir ancak herkes onu tanımaktadır ve her insan kendi değerlerine göre, onun hakkında bir değerlendirme ortaya koyacaktır. buradan hareketle, kuran-ı kerimde meşhurdur ve kuran-ı kerimin müntesipleri bu şöhretin getirilerine ve götürülerine hazırlıklı olmalıdırlar. en güzel hazırlık ise; "kuran-ı kerim" ile alakalı her konuda bilgili olmaktır. bu yönüyle, kuran-ı kerimi orijinal dilinde okuyabilmek, mümkünse orijinal dilini öğrenebilmek değilse sağlıklı tercümelerini devamlı okumak ve incelemek ve en önemlisi kuran hakkındaki itham ve iddialar konusunda yeterli araştırmayı yaparak, mevcut itham ve iddiaları islama en çok yakışan tarzda cevaplamak olmalıdır. bunun dışında bir yol aramanın, islama ve kuran-ı kerime bir fayda sağlamadığı ve tam tersine zarar verdiği tecrübelerle sabittir.
allaha ve islama bilinçli bir şekilde savaş ilan edenlerle; allah ve islam hakkında bilinçsizce ithamlarda ve iddialarda bulunanları ayırmak konumuzun kırılma noktasını oluşturmaktadır.
kalem çekene, kılıç çekmek müslümana yakışmaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?