lost

crimson
-----------------------------spoiler----------------------------:

bu insanoğlu ne kadar da nankör olabiliyor bazen. sen bir dizi yap. bu dizi açık ara kainatın gördüğü en güzel dizi olsun, izleyenlerine heyecan, aksiyon, aşk, gerilim ve merak dolu 6 sene yaşat, başarılı senaryon başarılı oyunculuklarla süslensin, "dizin yarraa yedi ajan" diyenlere inat üstüne bir de harika bir final yap. ama ne olsun, 8 - 10 soruyu cevapsız bıraktın diye linç etsinler seni. olacak iş mi bu? bu heyecanı yıllardır evimize taşıyan bu insanlara yapılmış bir ayıp değil mi bu?

evet var cevapsız sorular, evet finalde kafada soru işareti bırakan kısımlar da var. ama ne bekliyorduk ki? kafamızdaki tüm soru işaretlerine cevap verebilecek bir senaristlik yeteneği hangi insanda var olabilir? yok efendim kara duman mistereko’yu neden ilk seferde öldürmemiş de ikince seferde öldürmüş? sana ne? ilk seferde öldürmüş olsa, " hah haketmişti zaten ibne, gebersin, beter olsun" mu diyecektin? neden sawyer sönük kalmış finalde? ne yapacaktı? bir striptiz sahnesi doyurur muydu seni sawyer’a? neden paralel evrende herkes birbiriyle karşılaşıyormuş? yahu bu gavurlar seviyor kader olayını her tarafa sıkıştırmayı. zaten dizi asırlardır haykırmıyor mu dağa taşa "fate fate fate" diye? bu ve buna benzer bir çok soru insanların ağzındakiler. ama neden geniş çerçeveye bakmıyoruz? iliklerimize kadar tiretmedi mi jack’in gökyüzünde flight 815’i gördükten sonraki gülümseyişi? hurley’in haykırışları? sun ve jin’in hatırlayışından sonra yüzlerinde oluşan huzur ifadesi hangimize "hay havasına suyuna kurban olduğumun adası" dedirtmedi?

sonuç olarak benim düşüncem şu yönde. paralel evrende herkes günahlarından, hatalarından sıyrıldı ve içlerindeki iyi insanlar daha çok gün yüzüne çıktı. kilise cenneti sembolize ediyordu, ve gördük ki kiliseye girmeyi reddeden tek isim benjamin linus’dı. bunun sebebininse locke ve diğerlerine yaptığı hatalardan ve yanlışlardan ötürü kendini affetmemiş olması, ve günahlarından tam olarak sıyrılmış olarak hissetmemesi olduğu kanaatindeyim. ada paralel evrenler arası bir geçiş noktasıydı, ve bu noktanın kötü emeller tarafından kullanılmasının engellenmesi sebebiyle korunuyordu bu ada. tıpanın açılıp tekrar kapanması gerekiyordu. çünkü sadece bu sayede kara duman öldürebilirdi. jacob yanılmamıştı.

hala var akıllarda soru işaretleri. ama bu benim hoşuma gidiyor. sanki dizi bitmemiş gibi hisssediyorum. hala kafamda teoriler üretiyorum. kaldı ki bir bonus dvd ile bütün soru işaretlerini gidereceklermiş saolsunlar. lost gibi bir diziye de böyle bir final yakışırdı. her noktanın birleşmesi değil olay, bazı noktaları hayal gücümüzle birleştiriyor olmak daha heyecan verici aslına bakarsanız. en azından ben böyle düşünüyorum.

son olarak. 6 seneme yazık oldu diyenler, zikmişim böyle finali diyenler, ne oldu bi bok anlamadık diyenler, aşk-ı memnu’ya yönlendiriyorum sizleri. onun finali daha oturaklı olacak emin olun. hiç soru işareti kalmayacak aklınızda. valla.


-----------------------------spoiler----------------------------
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol