çok berbat bir durumdur. biri ensenize şaplak atar sinirlenir, öfkelenir ancak tepkinizi gösteremezsiniz. dilsizler alfabesiyle azıcık ucundan anlatmaya çalışırsınız kendinizi. anlayan biri yoksa basit el hareketleri kullanırsınız. o da kesmez adamı. sinirlenince, çok üzülünce söylenmek, dolu dolu bağırıp rahatlamak istersiniz ama gerçekleştiremezsiniz. içinizde yumruk gibi birikir bu öfke yığını, sinir hastası olursunuz.
bir de ilkokulda sürekli dil gösterip akıllarınca kinaye yapmaya çalışan arkadaşlarınız varsa, dalga konusu olmuşsanız hepten biter kendinize olan sevginiz. sanki dilsizliği, sağırlığı siz istemişsiniz gibi.
işte çocuklar. nerden bilsin ki eğriyi doğruyu? işte bu maruz kaldığınız gurur kırıcı, aşağılayıcı olaylar sizi soğutur yaşamdan, içiniz içinizi yer de derdinizi anlatamazsınız.
anca hebele hübele yapabilirsiniz.
zorlasanız da çıkmaz ki ağzınızdan kelimeler.
eh allah ın takdiri, sabırdan başka çare var mıdır? yoktur. yorganı çekip ya ağlarsınız, ya da dua edersiniz, bir gün ben de harflerle ifade edebileyim kendimi allah ım, kelimelerle anlatabileyim derdimi allah ım diye.
kuş seslerini, annenizin sesini, bebek ağlamasını... bütün sesleri birgün duyabilmek için tüm kalbinizle dua edersiniz.
elbet sağırlığın çaresi yoktur. ancak yazarak kelimelerle konuşabilirsiniz..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?