hissizlik;
taşmayı bekleyen donmuş üzüntü birikintileridir. onu harekete geçirecek bir sesi , bir tınıyı , bir son noktayı bekler ses edemeden. banyoda boğulmak üzere olan kimsenin ruhuna sesini iletemediği zavallının çığlığıdır hissizlik , son noktasıdır. belki de noktasıdır sadece , ardından kurşun kalem ucunun hangi dokunuşu yapacağını bilemediği.. gelir , geçmez. geçer ve tekrar boğar. yalnızdır insan her koşulda , fırtınada saklandığı her ağacın arkasında , yosun tutmuş kenarında dahi , yalnızdır, kutup yıldızı ona eşlik etmez , gösteremez bilemediği yolun onu nereye götüreceğini , aslolana çıkartamaz. zaten bugünlerde kutup yıldızına göre de hareket edilmez. hangi medeniyete hangi ilkel bilmem nereye götüreceği konusu çok fantezi kalır , pusula varken insanın elinde. hissizlik. ve insan pusulayı da hissedemez elinde, kutup yıldızımızı da göremez. kaybolmamasını dileriz en içten , mağaralar bir hazine yatağı değil , korkakların saklambaç alanıdır oysa ki . oradan elde edilemez bir şey , ruhu doyurmaz mağaralar , soğuktur , nemli ve rutubetlidir , rutubet kokar , içinden geçen su akıntısından oluk oluk su alınamaz tadına bakılamaz , belki zehirli belki kirlidir. siz bunu bilemezsiniz tabii , yaşamadan bilemezsiniz hissizlik nedir. zaman gerekir hissizleşmek için , hazmetmeyi ve hazmetmeyi sevmek gerekir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?