bana nasıl deli olduğumu sordun. işte böyle oldu: tanrılar doğmadan çok önce bir gün, derin bir uykudan uyandım ve bütün maskelerimin çalındığını anladım -- yedi yaşamımda şekil verdiğim ve giydiğim yedi tane maske; kalabalık sokaklarda maskesiz koşup bağırmaya başladım,
“hırsızlar, hırsızlar, lanet olası hırsızlar.”
erkekler ve kadınlar bana güldüler ve bazıları benden korkup evlerine kaçtılar.
ve pazar yerine ulaştığım zaman, bir evin-üstünde dikilen genç bir adam bağırdı, “bu adam delinin biri.”
onu görmek için yukarı baktım; ilk defa olarak güneş benim kendi çıplak yüzümü öptü ve ruhum sevgiyle kabardı güneş için, ve maskelerimi artık istemedim. ve sanki kendimden geçmiş gibi bağırdım, “mübarektir, mübarektir hırsızlar, benim maskelerimi çalan.”
işte ben böyle deli oldum.
ve deliliğimde hem özgürlük hem de güvenlik buldum; yalnız olmaktan gelen özgürlük ve anlaşılmaktan gelen güvenlik, çünkü bizi anlayanlar içimizde bir şeyi tutsak alırlar. fakat bırakın fazla gururlanmayayım güvenliğimle. hapiste bir hırsızın bile korkusu yoktur başka bir hırsızdan.
(bkz: halil cibran )
ve:
(bkz: #780080 )
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?