asteğmen olabilme ihtimali

istenmeyenadam
yazan: kimliği meçhul bir asteğmen.

bir aralık günü girdiğim sınavda vazgeçtim sivil hayattan ve bilgisayar ekranında ’yedek subay’ yazmasıydı beni buraya getiren...

ben seninle birgün kıbrıs caddesinde çay içebilme ihtimalini sevdim..

eğitim alanının soğuk ayaz esen yeşil lekeli günlerinde

özlemeye başladım herkesi..

ve bu hasret öyle uzun sürdü ki adam gibi dışarıyı

özlemeye başladım sonra...

bizim komutanlarımız vardı, bir de atmayı

beceremediğimiz tören adımları

haki rengin içinde hepsi birbirine benzeyen arkadaşlarla paylaşılan

kahverengi sıralarda lidercilik oynamaya başladık.

ben manga komutanı oluyordum,sen tim komutanı, geri kalanlar da avcı eri...

ama aslında hepimiz bir zamanlar doktorduk.

anlamsız cümleler kuruluyordu komutanlarımızın yüzlerine karşı

ve askeri literatüre inat bir türkçeyle...

takım komutanlarımızdan öğrendik piyade tüfeğiyle

jimnastik yapmayı...

samsun’a usul usul kar yağıyordu

ve kapalı mekanlarda sigara içmemeyi öneriyordu

disiplin yönetmelikleri

oysa tuvalette hiç sigara içmedim ben

disiplin kurulunda tartışılan vukuatım olmadı benim...

(taburca yapılan intikallerde kamyonun kasasından

tüten dumanları saymazsak...)

binayı usul usul korku sarıyordu ve belli bir saatten sonra

koridora çıkmamayı öneriyordu nöbetçi subay

oysa hiç savunmam alınmadı benim

ve hiçbir disiplin tutanağında geçmedi adım...

vukuatların ortasında sevimli bir asker yüzüydüm sadece...

sana şiirler biriktiriyordum harita bilgisi

defterimde,ama sen yoktun

ben senin beni arayabilme ihtimalini seviyordum öğlen istirahatlerinde...

iştima kargaşası seni hep zamansız,amansızca uzak bir diyara götürüyordu

ben senin benimle kıbrıs caddesi’ne gelebilme ihtimalini seviyordum..

ben haftasonu nizamiye den çıkabilme ihtimalimizi seviyordum...

eğitim yorgunluğu koğuşa çekiyordu bitkin bedenimi

ne yana baksam kızılay’ın merkezi sanıyordum iştima

alanının yalancı griliğini...

kamyon oluyordum bir süre

yanımızdan geçen siyah/beyaz flamayla yarışıyordum

yanağım kamyon brandasının garantisinde..

kamyon oluyordum sahra sıhhiye’den gökberk kışlasına...

sevdiğim bir yemeği bir de sigarayı başına koyuyordum isteklerimin listesinin..

coşuyordum.

sonra iniyordum kamyondan

içtima alanından kantine giden ömrümün en uzun, ömrümün en kısa,

ömrümün en çocuk,ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum..

çünkü sonunda sigara oluyordu,çay kokuyordu sonunda...

bir aralık günü girdiğim sınavda vazgeçtim sivil hayattan ve
bilgisayar ekranında ’yedek subay’ yazmasıydı
beni buraya getiren..

ben bizim asteğmen olabilme ihtimalimizi sevdim..



bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol