kaçış şehrimin, o küçük sahil kasabasının otobüsündeyim yine.
kaçıyorum kendimden, kendimle beraber...
aynı hicran, aynı acı, aynı keder
sadece mekan bu acıları depreştirmede farkeder.
kırık yarık yolların başı dertte yağmurla,
benimse otobüsün buğulu camıyla
ve bir de yüreğime oturan kederinle dertte.
yağmurun ferhlığı yetmiyor içimdeki kederi alıp götürmeye...
yüreğimdeki hicranla iki damla da ben karıştırırım yağmurun suyuna,
gökyüzü yağmur döker yüzünden, ben damla.
gökyüzüne karışır yaşlarım,
gökyüzü ben ağlar, ben gökyüzü...
bugünde ben ağlamıyorum ama gökyüzü bana ağlıyor; ben!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?