şeyh bedreddin destanı

lazutlivera
nazim hikmet’in 14 bolumluk eseri.iki bolumunun muzigi yapilmistir.birini ahmet kaya(ustte)digerini cem karaca soylemektedir.cem karacanin soyledigi bolum cok uzundur ama bunu cok basarili bir sekilde halletmistir.o bolum.


9. bolum

sicakti.
sicak.
sapi kanli, demiri kor bir bicakti
sicak.

sicakti.
bulutlar doluydular,
bulutlar bosanacak
bosanacakti.
o, kimildanmadan bakti,
kayalardan
iki gozu iki kartal gibi indi ovaya.
orda en yumusak, en sert
en tutumlu, en comert,
en
seven,
en buyuk, en guzel kadin:
toprak
nerdeyse doguracak
doguracakti.

sicakti.
bakti karaburun daglarindan o
bakti bu topragin sonundaki ufka
catarak kaslarini :
kirlarda cocuk baslarini
kanli gelincikler gibi koparip
cirilciplak cigliklari surukleyip pesinde
bes tuglu bir yangin geliyordu karsidan ufku sarip.

bu gelen
sehzade muratti.
hukmu humâyun sâdir olmustu ki sehzade muradin
ismine
aydin eline varip
bedreddin halifesi mulhid mustafanin basina ine.

sicakti.
bedreddin halifesi mulhid mustafa bakti,
bakti koylu mustafa.
bakti korkmadan
kizmadan
gulmeden.
bakti dimdik
dosdogru.
bakti o.
en yumusak, en sert
en tutumlu, en comert,
en
seven,
en buyuk, en guzel kadin :
toprak
nerdeyse doguracak
doguracakti.

bakti.
bedreddin yigitleri kayalardan ufka baktilar.
gitgide yaklasiyordu bu topragin sonu
fermanli bir olum kusunun kanatlariyla.
oysaki onlar bu topragi,
bu kayalardan bakanlar, onu,
uzumu, inciri, nari,
tuyleri baldan sari,
sutleri baldan koyu davarlari,
ince belli, aslan yeleli atlariyla
duvarsiz ve sinirsiz
bir kardes sofrasi gibi acmistilar.

sicakti.
bakti.
bedreddin yigitleri baktilar ufka...


en yumusak, en sert,
en tutumlu, en comert,
en
seven,
en buyuk, en guzel kadin :
toprak
nerdeyse doguracak
doguracakti.

sicakti.
bulutlar doluydular.
nerdeyse tatli bir soz gibi ilk damla dusecekti yere.
birden-
- bire
kayalardan dokulur
gokten yagar
yerden biter gibi,
bu topragin verdigi en son eser gibi
bedreddin yigitleri sehzade ordusunun karsisina
ciktilar.
dikissiz ak libasli
bas acik
yalnayak ve yalin kilictilar.

mubalâga cenk olundu.

aydinin turk koyluleri,
sakizli rum gemiciler,
yahudi esnaflari,
on bin mulhid yoldasi borkluce mustafanin
dusman ormanina on bin balta gibi daldi.
bayraklari al, yesil,
kalkanlari kakma, tolgasi tunc
saflar
pâre pâre edildi ama,
bosanan yagmur icinde gun inerken aksama
on binler iki bin kaldi.

hep bir agizdan turku soyleyip
hep beraber sulardan cekmek agi,
demiri oya gibi isleyip hep beraber,
hep beraber surebilmek topragi,
balli incirleri hep beraber yiyebilmek,
yârin yanagindan gayri her seyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek
icin
on binler verdi sekiz binini..

yenildiler.

yenenler, yenilenlerin
dikissiz, ak gomleginde sildiler
kiliclarinin kanini.
ve hep beraber soylenen bir turku gibi
hep beraber kardes elleriyle islenen toprak
edirne sarayinda damizlanmis atlarin
esildi nallariyla.

tarihsel, sosyal, ekonomik sartlarin
zarurî neticesi bu!
deme, bilirim!
o dedigin nesnenin onunde kafamla egilirim.
ama bu yurek
o, bu dilden anlamaz pek.
o, «hey gidi kambur felek,
hey gidi kahbe devran hey,»
der.
ve teker teker,
bir an icinde,
omuzlarinda dilim dilim kirbac izleri,
yuzleri kan icinde
gecer ciplak ayaklariyla yuregime basarak
gecer aydin ellerinden karaburun maglûplari..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol