tarihteki ilk başörtüsünün sümerlerde görüldüğünü ve o zamanlar tanınmamak için hayat kadınlarının kullandığını düşünürsek, bu insanların kafatası içerisinde beyin yerine sünger bulunduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.
artık insanları başındaki ve k.çındaki bez parçalarına göre yargılamayı bıraksak da; kafamızdaki at gözlüğünü atsak ve türkiyenin bazı dış mihrakların parmağının ucunda oynatıldığını görsek... türkiye bu oyundan çok yoruldu; biz bu kafayla gittiğimiz sürece o parmaktan inemeyeceğimize göre, dinlenmek için nereye oturacağımız bellidir... işte o zaman başını bezle değil neyle örtersen ört, giden gitmiştir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?