ne zaman tanıstık ki seninle ?
sezen aksu çalıyordu ama sanki kulaklarımda inceden "küçüğüm " fısıltılarıyla
...
elimizde oyuncak zaferler var mıydı o zamanlar da , yeni mi edindik ?
korkar mıydık kocaman karanlıklardan ? büyümeye yüz tutunca mı ögrendik korkuyu , kaybetmeyi ?
oynadıgımız gemileri yakmayı,yanık izlerine tuz basmayı sonradan mı ögrendik ? nasıl kesiştirdik hem sonra ayrı yanaklardan süzülen göz yaslarını aynı noktada ? ikimize de ögretilmesine ragmen nasıl beceremedik birbirimize sahte olmayı ?
peki kilometrelerce uzaktayken nasıl becerdik aynı sogukta üşümeyi, aynı montun içine sıgabilmeyi ?
nerden bildi benim ya da senin parmagında ki kesigin ne kadar acıdıgını bir digerimiz ? aynı şeye bakıp aynı cümleleri aynı anda kurmayı kim ögretti bize ?
nasıl becerebildin hem her sendeledigimde koluma yapışıp bana tekrar koşmayı sevdirmeyi ?
nasıl becerdim o kadar maglupken kalkıp tekrar koşabilmeyi ?
..
ve iyi ki yaktık gemilerimizi , devirdik kalelerimizi ,koştuk seninle , kilometrelerce uzaktan da olsa yarıştık aynı merdivenlerde ve iyi ki her merdiven bitiminde kaldık berabere
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?