nevrotik sayıklamalar

sercovi
melankoliyi sevmezdim.
melankoliklerin karanlık tarafındaki yükselişi izlemekti keyfim. gel gör ki sarmal geniş, girdap kara..
nevrotik sayıklamak ne kadar uzak gibi gelse de eylül-ekim aylarının dayanılmaz griliğinde yazmamak da imkansız gibi.
hele ki bir cumartesi gecesi..
hasta burnum ve sevgili arkadaşı mendilin arasından süzülen ince ince adıyaman dumanının beyazlığı ellerin hızlı silüetine yetişemezken beyin kıvrımlarım dünyayı dönmeye devam ediyor inatla. düşünmemekten dem vuran mantık lobum ile düşünmeden edemeyen hödö lobum arasındaki elektrik başımı ağrıtıyor.
derken..
bir duman daha koca monitöre..
daha çok vakit var. cumartesiler bitmeyecek, biliyorum; biliyorsun. her yağmur damlasında yeniden doğmanın verdiği heyecanı sarmışken iliklerimi harf oyunlarına yer yok bu gece. sadece yarını beklemek var mesela, gecenin çabuk geçmesini istemek, bir başka cumartesiye geçebilmek yeniden.
damlalar düşer. sercovi ıslanır. yağan yamur değildir fakat, anlamını arayan sırılsıklamlığın el ele vermişliğidir sadece kadıköy sokaklarında..
yani;
ne ben nevrotiğim, ne de sayıklamak bu yaptıklarım; sadece inatçı küçük bir haykırış benimkisi:
"open your heart i’m coming home"
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol