türban

adrenokortikotropik
insanların dini inancına olan saygımdan kendi adıma şüphem yok. bir müslümanın ateistten gözümde insaniyet adına salt müslüman olduğu için bi artısı da eksisi de yok. insanları içlerinde tanrıyı bulamamışlar diye eleştirmek haddime değil..

dürüstlüktür kanımca insanı gösteren. bir hareketi yaparken, bir şeye inandığını söylerken ne kadar samimi olduğu enterese eder beni. yürekten "inanmıyorum" diyen bir adam salt çıkarı için, havası olsun ya da tepki almasın diye müslümanız elhamdülillah diyen bir adamdan çok daha yücedir. çalıp çırpmamış, insanlara nasıl davranması gerektiğini bilmiş ve insan kalmayı becerebilmiş olması ben müslümanın diye gerilerek gezip, aklında binbir tilkiyle, cennete gitmek hesaplarıyla ibadet eden, koskoca ülkeyi tüketip de mekkeden bidon bidon zemzem taşıyıp ruhundaki günahları yıkayabilir sananlardan bin kat daha fazla hakeder yaşamların en güzelini, burda da başka boyutlarda veya yaşamlarda da..

türban deyince aklıma düşen boya küpüne düşmüş gözüken, pembe rujlu, olmadı kırmızı rujlu, angelina jolie kıvamlı, popo sergilemekte jennifer lopezle, modayı takipte ise manken ablalarımızla yarışan tipler olunca pek sıcak bakmak mümkün olmuyor haliyle..dapdar bluzunla ortaya çıkardığın göğüslerinin, daracık pantolonunla ortaya çıkardığın poponun tahrik gücünün kafandaki alelade bir kıl parçasından yüksek olduğunu savunursan bana, ben ağzımla gülmeyi bırakır, vücudumu başka yerlerle de gülebilecek şekilde modifiye ettiririm!

başörtüsünün ne demek olduğunu çocukluğumuzdan beri biliriz biz zira, gösterişten uzaklıktır en başta, dişiliğini sergilemekten uzak durmaktır sokakta, bakkalda, markette. zaten dişilik de öyle her yerde sergilenesi bir şey değildir. yoldan geçen adamın elini şeyine seni düşünerek atmasının övünülecek tarafı yok, çok seksi olmayana da kalkıyor o zaten..şimdi bunları düşününce, parkta sevgilisinin kucağına oturmuş, kendinden geçmiş ablam, kalkıp sağda solda ben müslümanım, namusluyum, kimseyi tahrik etmiyorum da saçını örten namussuz demeye kalkarsa, benim 90 yaşındaki babannemin örtüsünü lekelemiş olmaz mı? onun kendini namuslu gösterip, beni salt saçım açıkta ve kısa kollu giyiyorum diye dinsiz imansız diye etiketlemesi hangi adalet kavramının eseri olabilir ki?

üzgünüm, anlayışıın da bir sınırı var..kavramları yerle bir eden, çıkarı için kullanan insanlara inanamam ben, hak da göremem bunları..

bizim lugatımızda artık baş örtüsü ayrı, türban ayrı..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol