1 .    dik ve derin yamac:
       "uc arkadas, arabanin gidebilecegi butun koyleri, dereleri, ucurumlari aradilar."- a. gunduz. 
  2 .    buyuk fark, ayrilik:
       "karargâhla siper arasindaki derin ucurumu bu kadar yakindan sezmemistim."- f. r. atay. 
  3 .  mecaz  felâketli sonuc:
       "bir gun bencileyin, bir ucuruma yuvarlanirsaniz, artik her sey burada bitti, sanmayiniz."- m. s. esendal. 
                    
                    
                    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
