hrant dink

epikuros
düşünce özgürlüğünden bahsedip de en ufak bir aykırı düşünceye tahammül edemeyen, olaylara dışarıdan bakmayı başaramayan, ileriyi göremeyen kuş beyinlilerin kendilerine yakışan bir uslupla gösterdikleri tepki sonucu hayatını kaybeden insan. düşünce özgürlüğünden ne anlaşıldığını merak ediyorum.

yine orhan pamuk’a olduğu gibi zamanında nazım hikmet’e, yaşar kemal’e, abdi ipekçi’ye, uğur mumcu’ya karşı da aynı şekilde tepki gösterildi. zaten piyasada şakşakçı ve düzen yalakası binlerce yavşak yazar varken böyle ender rastlanan 2-3 aykırı düşünce sahibi yazara "sen de konuş" diyemez miyiz? uyuşturulmaya çalışıldığımızın farkında değil miyiz? birisi de çıkıp "türkler yanlış yaptı" diyebilsin ve biz de tepki gösterirken ne kadar medeni bir tavır takınabileceğimizi herkese gösterebilme fırsatı yakalayalım. ya da barbar veya düşünce özgürlüğünden yoksun ve çağdaşlığın oldukça gerisinde olduğumuz yüzümüze vurulduğunda paşa paşa gıkımız çıkmadan kabullenmeyi bilelim.

istesek de istemesek de, o maşa trabzonlu suikastçiye sövsek ve yaptığını kabullenmek istemesek de o içimizden biri ve görmezden gelinemeyecek kadar öenmli sayıdaki bir kesimi temsil ediyor. aynı şey çok büyük bir ihtimalle orhan pamuk’un başına da gelebilirdi. medyada ve arkadaş sohbetlerinde bu konuda tahriklerle çokça karşılaştık. beyni kolaylıkla yıkanabilecek insan ya da azmettirici eksikliği mi var bu ülkede? nitekim ölüm fermanları-nutukları da atılmadı değil, vatandaşlıktan çıkarılması dahi telaffuz edildi.

bunca yıl uyuduk, tarihte uyumayan atalarımızın kahramanlıklarıyla övündük durduk. herkes sen ağasın paşasın dedi götümüz kalktı. bir türk dünyaya bedel zaten. almanı, isveçlisi, ingilizi, arabı, bulgarı, avusturyalısı, yahudisi de türke gönülden hayranmış, böyle bildik. ama gözümüzü bi açtık avrupa birliği bizi kendisine layık görmüyormuş. biz geri kalmışız, vatandaşın haklarından özgürlüklerinden haberimiz yokmuş, yiyiciymişiz, vurkaççıymışız, yasalarımız delikmiş... "yoksa siz bizi begenmiyor musunuz? siz kim oluyorsunuz, siz bizi istemiyorsanız biz sizi hiç istemeyiz!" triplerine dalıverdik hemen. yola da çıkmış bulunduk, ne ileri gidebiliyoruz ne de geri dönebiliyoruz. her taraftan yüzümüze gelen "olmamışsınız siz daha" tokatlarıyla kendimize gelir gibi oluyoruz neyseki. açık kapatalım-uğraşalım derken, içimizden bi mına kodum gelip geri vitese takıyo arabayı, incir çuvalının tepesinde sıçma pozisyonu alıyo resmen.

hoş alacakları yok ya avrupa birliğine, veyahut da aldıklarında menfaat sağlayacağımız... yine de avrupa birliği potasında belki zamanla slam dunk diyecekken, ağzımıza sakız oldu şimdi hrant dink!
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol