yurdun yüzbin yanından yüzbin farklı ailesinden yüzbin farklı isimde yüzbin deli gönülün bir tek bayrak altına toplanıp adına ise küffar dediği düşmana karşı durup cana can dişe diş savaştığı bir destandır çanakkale...
birgün olup böyle olacağını bilmezdi eroğlu...medeniyetleri içiçe görmekten gocunmazdı ki koyun koyuna öldüğü yanındaki bazen bir ingiliz oluyordu. ama yine küffardı karşısında dinine imanına dil uzatandı. yoksa çankırı hüseyinle ağrılı ahmeti aynı cepheye getiren ne olabilirdi ki? toprak için mi hayır vatan için mi hayır.. yalnız ve yalnız kendi ümmeti için savaştı.. yüzbin deli gönül ikiyüzbin sevdalı 30 milyon çoluğu çocuğu yaşlısı müdahil..anlamaz bilmezlerdi modern dünya felsefesinin hangi çözümsüz paradigmalarlarda boğulduğunu bilmezdi medeniyeti avrupa diye öylece şehit düştüler bakir kaldı toprakları bakir kalan zihinleri gibi. yıllarca ama yıllarca tecavüz ettiler onlarda sonra zihinlere (bkz: kültür bakımından mutasyon geçirmiş) orijinden kaymış bir alay mahluk dolmuş geriye.. anasının tipine gülen yeni yetme velet dolmuş...moda modern derken postmodern derken yüzmilyon kez ırzına geçilmiş bir beyin üç ihtilal kenan evren ölen binlerce genç... ordu göreve diye bağıranlar...
bir destandır çanakkale...memedi hazrosu ali nurisi temeli mahosuyla bir destandır çanakkale.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?