hz ebu bekir

firatrock
kur’ân-i kerim’de hicret sirasinda rasûlullah’la beraber olmasindan dolayi, "...magarada bulunan iki kisiden biri..." (et-tevbe, 9/40) seklinde ondan bahsedilmektedir. asil adi abdülkâbe olup, islâm’dan sonra rasûlullah (s.a.s.)’in ona abdullah adini verdigi kaydedilir. azaptan azad edilmis mânâsina "atik"; dürüst, sadik, emin ve iffetli oldugundan dolayi da "siddik" lâkabiyla anilmistir. "deve yavrusunun babasi" manasina gelen ebû bekir adiyla meshur olmustur. teym ogullari kabilesinden olan ebû bekir’in nesebi mürre b. kâ’b’da rasûlullah’la birlesir. anasinin adi ümmü’l-hayr selma, babasinin ki ebû kuhafe osman’dir. künyesi abdullah b. osman b. amir b. amir... b. murra ...et-teymî’dir. bedir savasina kadar müsrik kalan oglu abdurrahman disinda bütün ailesi müslüman olmustur. babasi ebû kuhafe, ebû bekir’in halifeligini ve ölümünü görmüstür. hz. ebû bekir’in rasûlullah (s.a.s.)’den bir veya üç yas küçük oldugu zikredilmistir. islâm’dan önce de saygin, dürüst, kisilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan "hanif" bir tacir olan ebû bekir, ölümüne kadar hz. peygamber’den hiç ayrilmamistir. bütün servetini, kazancini islâm için harcamis, kendisi sade bir sekilde yasamistir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol