jacques derrida

delikofte
mimarlıkta da tarz olmuş yapı sökümün felsefi söylemcisi. bu felsefenin mimarlıktaki izlerini eisenman, hadid, himmelblau, koolhas, libeskind gibi mimarların yapılarında görebiliriz. bu akımın mimarlıktaki asıl yansıması da felsefenin özü gereği her tür yapısal durumu kapatmadan çıplaklığı ve çarpıklığıyla sunup, eylem-çeper çakışmasını çeşitli kombinasyonlar ve yeni eylem-çeperler yaratarak yeni durumlar ortaya çıkarması şeklinde olmuştur. fakat kapitalizmin şekilcilik merakı, devamlı eski şekilleri tüketip yenileri araması, ya da eski şekilleri tekrar pazar nesnesi haline getirmesi merakı ile bu akım bir moda haline gelmiştir bile. gerek mimarlıkta gerek sinemada, kapitalizmin bu herşeyin üstünü kapatma ve kendine alet etme durumu sanırım dekonstrüktivizm ile ulaşılması hayal edilen durumları çok da başarılı gözükmüyor ve yerini başka şeylere bırakıyor gibi şu an.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol