ismet özel

salavin
sosyalist bir dünya görüşüne sahipken, 70’li yıllarda islam’ı kendine hayat nizamı olarak seçenlerden. dönüş sonrası yazdığı yazılar ve kitaplar, islamcı çevrede epey ses getirmiş. nesirleri de en az şiirleri kadar karışık olan ismet özel’in birkaç kitabını da okumuştum. ’taşları yemek yasak’, ’surat asmak hakkımız’, ’cuma mektupları-1’, ’şiir okuma kılavuzu’, ’üç mesele’ ve ’waldo sen neden burada değilsin’ şairin okuduğum kitapları. ismet özel’i öğrenciliğimin bir ankara kışında kızılay’daki tobb binasında dinlemiştim. çok kötü konuşuyordu. türkçesi berbattı. üstelik biraz ukala tavırlı, biraz küstahçaydı.

şiirlerini ilk okuduğumda bu adam ne anlatıyor böyle diye çok şaşırmıştım. o ana dek bildiğim, okuduğum, tat aldığım şiir kalıplarının tamamen dışındaydı şiiri. kendi sesinden okuduğu şiir kasetini dinleyene kadar ismet özel, bahçe kapısının yüz metre ötesinde beklediğim bir evden ibaretti. şiir kasetini defalarca dinledim. yurtta elime teyp geçtiği her an onun şiir kasetini koyar, onu anlamaya, tat almaya çalışırdım. bir zaman geldi, onu anlamaktan vazgeçtim. sadece tat almak için dinlemeye başladım. şiirindeki iç musikiyi yakalamaya uğraştım. zamanla onu sevdikçe, onu anladığımı da fark ettim. ’erbain’ adını verdiği şiir kitabını işte bu dinlemeler sonunda baştan sona okumuştum.

ismet özel’in kasetinden dinlediğim her şiirini çok severim. o yüzden sevdiğim şiirleri diye bir ayrım yapmayacağım. sadece kasetten dinleye dinleye kalbime nüfuz eden şu mısraları alıntı yapmak istiyorum:

’azıcık gece alayım yanıma yalnız / serçelerin uykusuna yetecek kadar gece / böcekler için rutubet / örümcekler için kuytu / biraz da sabah sisi / yabani güvercin kanatları renginde / biz artık bunlar olarak gidiyoruz / eylesin neyleyecekse şehrin insanı / şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin / bozuk paraların insanı, sivilcelerin’

’küfre yaklaştıkça inancım artıyor’

’bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan / bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan / bakın yaklaşıyor / yazık / şairler kadar cesur değilim’

’insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır’

’mürekkebin utandığını gördüm / basılı kağıtlarda’

’gazeteler tutuklamış dünya kelimesini / o dünyadan, o şiirden öc almalı demektir’

’çanlar sussun her yerde / çanlar sustu / ve fakat binlerce yılın yabancısı bir ses değdi minarelere / tanrı uludur, tanrı uludur / polistir babam / cumhuriyetin bir kuludur’

’gelin, bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar / bana kötü, bana terkettiğiniz düşünceleri verin / o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız / ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar / onları verin, yakınmalarınızı...’

’o zaman belki çocuklar / zabıtalardan daha çoktu’

’kelimeleri kalmamış / fiyatları sormaktan / saçları taranılmaktan usanmışlar’.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol