bronzlaşmak

elifielifine
bir türlü beceremediğim eylem..
yıllarca her tatilde mal gibi güneşin altında bir o tarafa, bir bu tarafa dönerek, güneşten başıma ağrılar girene kadar yatardım, sonuç mu önce kızaran sonra hafif bronzlaşan bir ten.
üstelik eşit yanmazsın omuzlar daha çok, bacaklar daha az bronzlaşır. o kadar emek çaba uğraş tatilden 10 gün sonra tenin açılmasına bırakır, lan emek verdim biraz keyfini süreydim deseniz de 2 haftayı bulmaz eski hale dönmeniz. hüsran yani
son 7 yıldır bıraktım bronzlaşma inadımı. direk gölgede kitap okuma keyfine nail oluyorum.
aman bacağım yanmadı, kolum yandı derdine düşmeden.
eskiden utanırdım acık tenli halimden, ’’negzel herkes bronz bronz dolanıyor’’ diye özenirdim, etek falan giymek istemezdim.
açık tenliyseniz kendi gerçeğinizi kabul edip sevmeniz gerek. artık hiç umurumda değil aman beyaz kaldım onu giymeyim derdine düşmüyorum. hatta benden çok etrafımdaki hemcinslerime dert oluyor.*
şimdi düşünürüm eskiden saatlerce nasıl güneşin altında yatarmışım diye aklım almıyor artık yarım saatte baş ağrısına sebep oluyor, sıkılıyorum...
bronzlaşmak zaten herkese yakışmıyor*, var şirkette bir kaç tane tüp patlamış gibi dolaşan abla, bir de bu ablalar bronzluğu daha çok göz çarpsın diye tatil dönüşü bir hafta boyunca beyaz giymeye dikkat ederler.

not: belki de henüz tatile gidememiş bünyem kıskanıyor da olabilir, bilemedim..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol