bu şehir küçük şehirdir. öyle büyük şehirden geldin mi lönk diye alışamazsın buraya. hadi başlarda şirin gelir, sevimli gelir ama bir süre sonra da sana gelmeye başlarlar. lan şehir içinde olayım ama azıcık da evden uzaklaşayım be dersin. yapamazsın. dön dolaş her yer aynıdır. bak dönüp dolaştığın yerler kötüdür demiyorum ama aynıdır hep işte. bıkarsın bir yerden sonra.
arkadaşlarla iyidir eskişehir uzun vadede. gerçi arkadaşlar da bir yere kadar yeter. eskişehirde okuyan her insandan en az bir kez duymuşumdur ’yeter artık gidicem bu şehirden’ lafını. da işte kilit nokta burası. ben de defalarca, hatta belki yüzlerce kez söyledim bu lafı. millet ’eskişehir nasıl, çok güzel değil mi’ diye her sorduğunda ’güzel de size güzel işte, ben sıkıldım, sevmiyorum orayı’ dedim hep.
ama şimdi bir gariplik oldu. biraz memleket bursa’da kaldım, 1.5 ay istanbul’un tadına baktım. şimdi ’acaba beni paklasa paklasa eskişehir mi paklar’ diye düşünüyorum. dün gece oturdum ’okuldan sonra orda yaşamaya devam eder miyim acaba’ diye düşündüm, böyle bi düzen kursam falan. hayret bir şey ya. bir de kendimi biliyorum, ben nasıl düşündüm böyle bir şeyi. garip şehir işte sözlük. napıyo ediyo alıyo seni içine. ve biz eskişehir’e bir sebeple maruz kalmış insanlar da bırakamıyoruz sanki orayı. lanetlendik mi lan biz, seçilmiş insan mıyız yoksa. pismilla.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?