the golden compass

lenix
altın pusula bütün heybetiyle vizyona girdiği daha ilk günden eleştirmenlerin mırın kırınıyla, burun kıvırmasıyla karşılaşmıştı. halbuki filmin fragmanı bizlere çok eğlenceli bir fantastik macerayı müjdeliyor gibiydi. ama ben bu tepkilere şaşırmamıştım. çünkü sinema tarihinin bizlere defalarca kez kanıtladığı bir şey vardı ki, o da bir filmin fragmanı ne kadar ihtişamlı olursa olsun kendisi fos çıkabilirdi. ayrıca bir filmin bütçesi ne kadar yüksek olursa olsun bu asla o filmin iyi olacağının garantisi değildir. bu da sinema tarihinin bize kanıtladığı bir başka gerçek.

filmi kendim bizzat izlemeliydim. kendim izlemeli ve eleştirmenler burun kıvırmakta ne kadar haklıymış görmeliydim. çünkü eleştirmenlerin beğenmeyipte normal izleyicilerin bayıldığı pek çok film olmuştur. merak ettim, altın pusula’da bunlardan biri miydi acaba diye! değilmiş ne yazık ki.
ben, filmlerde aradığı en son şey mantık olan, genel olarak izlediği bir filmden çok şey beklemeyen ve çocuk filmlerine bile musamaa gösterebilen birisi olarak diyebilirim ki altın pusula cidden vasat bir çocuk filmi.

gitmeden önce aslında fazlasıyla tedirgindim. filmin uyarlandığı romanın koyu ateist yazarı philip pullman’ın romanındaki zehir zemberek din düşmanı metnin pür ağdasız bir şekilde filme uyarlanacağını ve benimde bundan bir izleyici olarak yeteri kadar rahatsızlık duyacağımı düşünüyordum. ama ben karşımda romandaki sivri dili yontulmuş bir çocuk filminden başka bir şey görmedim. bununda elbetteki belirgin bir nedeni var, o da gişe kaygısı. yapımcılar fazlasıyla tepki göreceğini ve dolaylı olarakta bunun gişeye yansıyacağını düşündükleri için romanın bu tarafı tümüyle yontulmuş. film, romanın ruhundan soyutlanıncada geriye cılız bir çocuk filmi hikayesinden başka bir şey kalmamış.

filmde hiç iyi sahne yok muydu derseniz, kendi adıma iki ayının dövüştüğü sahneyi beğendiğimi söyleyebilirim. yönetmen dövüşteki şiddeti hissettirmekten çekinmemiş, iyide etmiş bence. onun haricinde kayda değer hiç bir şey yoktu bence.

sonundaki savaş ise (ki bir savaş demeye dilim varmıyor) son yıllarda bir fantastik filmde gördüğüm en vasat ve heyecansız savaştı. sanki zoraki çekilmiş gibiydi.

uzun lafın kısası bir yetişkin için hiç bir anlam ifade etmeyecek bu film, konuşan hayvanlarıyla belki çocuklara bir nebze ilginç gelebilir, ki bence onları bile tatmin etmekte zorlanacaktır.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol