taş devri diyeti

hayalbaz
1-bu diyetin mucidi istanbul üniversitesi cerrahpaşa tıp fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalı öğretim üyesi prof. dr. ahmet aydın.
özetle diyette şunu diyor kendisi: şekere dönüşen gıdalardan uzak durun, buna mukabil yağ yiyebilirsiniz. yağlardan zeytinyağı, fındık yağı, tereyağı ve kuyruk yağını yiyebilirsiniz ancak mısır özü ve ayçiçekten uzak durun. ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için ufak balıkları tercih edin. sebzeleri mümkün mertebe çiğ yiyin. zaten diyetin özünde olabildiğince herşeyi çiğ yemek var, hatta yumurtayı bile. et süt vs serbest. baklagiller 48 saat suda bekletildikten sonra yenecek, o da haftada 2-3’ü geçmeyecek. yasak olanlar da klasik 3’ü bir arada zaten: un tuz şeker.
buyrun burda daha geniş çaplı bir okuma parçası mevcuthttp://beslenmebulteni.com/...=468&func=fileinfo&id=3

2-en bir şahane diyettir. bendenize 2 haftada acı çektirmeden 3 kilo verdirmiştir, verdirmeye de devam ediyordur.

bu diyette her çeşit ekmek, makarna, pilav, hamur işi yasak. ayrıca patates yasak, havuç, patlıcan, muz ve kayısı da sınırlı tüketilmekte.. tabiki her diyette olduğu gibi şeker, çikolata neyim de yasak. yani organizmaya karbohidrat namına pek bir şey sokmamaya çalışıyorz. meyve, sebzeden aldığımız karbohidratla yetinmeye çalışıyoruz. mesela light ürün kullanmıyoruz, çünkü bu ürünlerde yağ oranı azaltılırken karbohidrat oranı arttırılmakta. marketten aldığımız her şeyin karbohidrat oranını inceliyoruz. et, süt, yumurta, sebze, meyve sınırsız. mümkünse eti az pişmiş, yumurtayı rafadan yemeye, sebzeleri de az pişmiş ya da çiğ tüketmeye çalışıyoruz. amacımız insülin direncini kırmak..

aslında sağlıklı yaşam diyeti olmakla birlikte fazla kilolardan kurtulmak için bire bir..

ilk birkaç gün zorlanabiliyor insan.. mesela ekmeksiz yemek yemek zor gelebiliyor ama bir süre sonra insan ekmek yerine daha çok et ve sebze yediğini ve böylece daha çok doyduğunu farkedince ona da alışıyor. vücuda giren besin kalitelileştikçe gün içerisindeki hareket miktarı artarken uyuma süresi de kendiliğinden azalıyor. mesela ben kronik bir yorgunken artık günde 5-6 saat uykuyla yetinebiliyorum.

sadece en sevdiğim bir şey olan patatesi yiyememek ve şu güzel yaz günlerinde şöyle buz gibi bir bira içememek koyuyor.. ama insanoğlu nelere alışmıyor ki?

3-4 ay gibi kısa bir sürede hiç acı çekmeden 13 kilo vermemi sağlamış diyettir. insan birden alışamıyor göbeksiz haline..


5-herkes yazmış hikayesini bende yazayım. başlayalı 6 ay oldu toplam 25 kg verdim. diyeti uygularken deli gibi de spor yaptım yani sanıldığı gibi düzenli spor yapmaya hiçbir engeli yok. spora başladığımda 60kg mı zar zor yaptığım bench pressde şu an 110 kg’la çalışmaktayım.

6-daha önce yerden yere vurmuş olsam da bu diyet sayesinde sinir stres sahibi olmadan aralık ayından bu yana 14 kilo vermiş bulunmaktayım efendim. hemde arada 1 aylık rejimi bırakma ve son 1 aydırda hafta sonları alkolu abartma dahil. (yaz başından aralığa kadar başka çin işkencesi rejimlerle anca 8 kilo verebilmiştim)
kesin ekmeği, şekeri abanın beyaz peynire. özellikle akşam evde durup dururken acıkıp abur cubura dadan bünyelere türlü türlü peynir alıp çay-peynir yiyerek açlıklarını bastırmalarını tavsiye ederim.
diyet çok basit. ekmek, baklagil, şeker, tuz, makarna, pilav, patates, meyve (özellikle şekeri yüksek olanlar) yemiyoruz. hatta ağzımıza bile sürmüyoruz. misal günde 5 tane kesme şeker kullansak bile o gün rejimin anasını satmış oluyorsunuz. o nedenle bunlar hayattan çıkacak.

et, tavuk, balık, peynir, yağ, salata ve yeşilliklere ise abanıyoruz. bunlardan sınırsız doyana kadar yiyoruz. sofradan aç kalkmıyoruz. yanında bol bol çay, ayran, meyve çayı içiyoruz. kola, meyve suyu ve ne idüğü belirsiz içeceklerden uzak duruyoruz.

sonuçlar:
haziran 2009:http://img59.imageshack.us/img59/6969/dsc01113nh.jpg
nisan 2010:http://img99.imageshack.us/...0104115556295438100.jpg
darısı başınıza.

7- hangi ürünü alsam içindekileri okumaya başladığım anda bırakmak zorunda kalıyorum. en kötüsü de çocuklarıyla birlikte gelen anne babaları uzun ömürlü sütleri, homojenize yoğurtları vs. alırken görmek. çocukları için sağlıklı olduklarını sandıkları şeylerin yaptığı etkileri bir bilseler! ne yapıp edip etraftaki herkese tavsiye edilmesi hatta direkt hediye edilmesi gereken kitap. yıllardır sağlıkla ilgili o kadar çok şey okudum, izledim ama hiçbiri bu kitabın yaptığı etkiyi yapmadı. fast food’un, bisküvinin, çikolatanın zararı değil, yararından yüzde yüz emin olduğumuz gıdalarla ilgili gerçekler insanı afallatıyor çünkü. besleniyoruz diye yıllardır zehirliyormuşuz kendimizi de haberimiz yokmuş!

8-5 kilo verdikten sonra kendisini uygulamayi biraktim. yani dikkat etmemeye basladim. fakat yemek aliskanliklarimda koklu bir degisiklige yol acti. oyle ki hala kilo veriyorum. bugun 8 kilo oldu.

9-ablamın kocası 130-140 kilo idi. hem de yaklaşık 2,00 mt boyunda ve üstelik abartılı spor yapan bir asker. yarma gibi caizse söylemek. bir diyete başladı bu 6-7 yıl evvel taş devri diyeti diye bahsedilen diyete benzer, üç beyazı kesti, proteine abandı, bir tüm tavuğu haşlıyor, etini komple yiyor, haşlama suyunu da içine limon sıkıp, baharatlandırıp içiyordu öğle yemeğinde mesela. bir leğen salata yiyordu akşamına. sabah kahvaltısında bir teker peynirin altından girip gözeneğinden çıkıyordu. o sırada kıbrıs’ta görev yaptığından sabahları yüzüyor, öğleden sonra dalıyor, arada koşuyor, atlıyor, zıplıyor. yerinde durmayan dingildek bi adam olduydu.

6-7 ay gibi bir sürede 40-50 kilo verdi bu. ablama göre bu süre zarfında bir çiftlik tavuk, bir mandıra peynir, 5 dönümlük tarlanın mahsulünü yidi, kendini çok zinde çok mutlu hissetti, enercayzır tavşanına döndü.

sonra üç aylık bir çöküş dönemine girdi. girdiği çöküş dönemi kendini ayağından vurmasıyla sonuçlandı ve akabinde aylarca gata’da yattı ağır depresyon teşhisiyle. ve doktorun dediğine göre karbonhidrat alımını bu denli azaltmak beyindeki bir takım sıvıların azalmasına, şirazenin kaymasına ve dahi bünyenin takla atmasına sebep olmuş. nasıl derler tıp dilinde bilemiyorum, bu bir doktorun görüşü genelleyemiyorum, taş devri diyeti ile bire bir örtüşür mü ortaya çıkan durum eee emin değilim, durduk yerde pek çok kişinin çok övgüyle anlattığı diyete bok atmış olmayayım.

not:karbonhidratı tamamen bırakmamak lazım az da olsa almalı.

10-bazılarınca çılgın bir diyet olarak görülebilir ama internetde "traditional nutrition" veya "weston a price" kelimelerini aratıp bulunan beslenme sistemleri incelendiğinde, bu diyetin çok benzerlerinin amerika’da ve dünyada yıllardır yapıldığı ve genelde olumlu sonuçlar verdiği keşfedilecektir.

11-ben yaptım oldu. midem ufaldı, terbiye oldu, eskiden saldırdığım bir sürü manasız yiyeceği aklımdan bile geçirmiyorum artık.
üstelik bu diyeti yaparken bir yandan da tam teşekküllü kan tahlili yaptırdım. herhangi bir sorun yok, 2-3 kilo daha verdim mi tamamdır. kiloyu bir yana bırak, bünyeyi şekerden uzaklaştırmaktan daha güzel bir fayda olabilir mi?

12-taş devri diyetinde örnek 1 günlük menü
kahvaltı
ben uyanır uyanmaz kahvaltı yapabilenlerden değilim. bunun ana sebebi de akşam yemeğini biraz daha geç yiyor olmam ve de akşam yemeğinde gayet kuvvetli besleniyor olmam. o yüzden her sabah kahvaltı yapmıyorum. kahvaltının günün en önemli öğünü olmasına ilerleyen yazılarda değileneceğim zaten. yine de ortalama bir kahvaltım şunlardan oluşuyor:
2 yumurtalı omlet. içine genellikle maydanoz, dereotu, ıspanak vs koyarak tatlandırıyorum. zaman zaman peynir de ekliyorum. tereyağ ile pişiriyorum. bazen krema da koyuyorum, tat daha yoğun oluyor o zaman.
yanında da 1 fincan sade filtre kahve. evet, ben çay değil kahve insanıyım.
ofis günlerinde kahvaltı yapmamışsam, genelde 10 gibi 1-2 parça peynir, 3-4 badem atıştırıyorum. peyniri alırken karbonhidrat oranı en düşük (dolayısıyla yağ oranı en fazla) olanını seçmeye dikkat ediyorum. bazen de 1/2-1 bardak protein içiyorum.
öğle yemeği
en sık yediğim şey ton balığı salatası veya ton balığı ve buharda pişmiş sebze. elbette ki salatamı ya da sebzelerimi zeytinyağ ve limonla tatlandırıyorum. ton balığının ayçiçek yağı içinde olmamasına dikkat ediyorum. vücuduma omega 6 depolamak istemem. beni 160g’lık balık doyurmadığı için genelde yanına lor peyniri, yoğurt, yumurta ekleyerek protein miktarını artırıyorum.
öğleden sonra da günün 2. ve son filtre kahvesini içiyorum.
akşamüstü
sadece acıkmışsam birşeyler atıştırıyorum. 1-2 parça peynir, 1-2 dilim isli et, 5-6 badem, 2 kaşık yoğurt ile karıştırılmış protein tozu örnek olabilir.
akşam yemeği
günümün en keyifli öğünü. akşam yemek masasında sohbet etmeyi kesinlikle seviyorum. tabağımın merkezinde bir protein kaynağı oluyor. yanında da salata ve/veya zeytinyağlı bir yemek ve/veya yoğurt.
ekli fotoğrafta fırında pişmiş 1 tam kalçalı tavuk but ve tatlı patates, bir miktar taze bakla yemeği ve yoğurt görülüyor. tatlı patates malesef türkiye’de çok az bulunuyor, tadı havuç ile balkabağı arasında ki balkabağını da benzer şekilde baharatlayarak fırında pişirmişliğim de vardır. taze patatesin nispeten yüksek karbonhidrat değeri yüzünden diğer sebze az miktarda. (yine de normal patatesten çok daha az) normalde çok daha fazla sebze tüketiyorum.
gece atıştırması
bu da ancak canım birşeyler atıştırmak isterse yediğim birşey. yoksa kural değil. genelde 5-6 badem, 30g kadar kabak çekirdeği, 1 portakal, bir küçük tutam kuru yabanmersini ya da kuru üzüm, bir parça peynir örnek olabilir. akşamları 1 fincan yeşil çay veya ıhlamur gibi bitkisel bir çay içmeye de gayret gösteriyorum.
bazen de sizlere tariflerini verdiğim tatlılardan yiyorum afiyetle.
yukarıdaki gibi bir günde ancak 1015 kalori almışım, ki biraz az aslında. farkında olursam yoğurt+protein karışımı ile takviye etmeye çalışıyorum. gerçi kalori kavramına da karşı çıktığımı hatırlarsınız. yine de asla 1000 kalorinin altında kalmamaya çalışıyorum.
totalde aldığım
yağ 57g ve %51
karbonhidrat 38g ve %15
protein 86g ve %34
13-protein ağırlıklı beslenme mantığı üzerine oturmasıyla atkins’e oldukça benzeyen diyet çeşidi.

beyaz peynir, tavuk, balık, badem, bol sebze ve yeşillik yiyebiliyoruz, ok bunlar çok güzel ve sağlıklı şeyler de.. ben kırmızı et, kuyruk yağı ve tereyağı konusunda emin değilim.

kalp damar cerrahları* bile bas bas "haftada 1’den fazla dört ayaklı hayvanların etini yemeyin" diye bağırırken bu konuyu es geçmek çok mantıklı değil bence.

kaldı ki sadece protein ağırlıklı beslenmenin depresif etkileri olduğunu bizzat yaşamış bir kimse olarak şunu söyleyebilirim ki, o depresif ruh halinde plajda ince vücudunuzla süzülecek olmak bile motive edemiyor sizi.
dozajı iyi ayarlamak lazım.

yıllardır bu işe yorduğum kafalar, okuduğum makaleler ve gözlemlerim sonucu şuna kanaat getirdim ki, bu tip "onu tamamen kesiyoruz, bunu tamamen kesiyoruz, şuna abanıyoruz" tarzı beslenme reçeteleri ancak kısa dönemlerde kilo kaybı getirebilirler. uzun dönemde sürdürülebilir olamıyorlar maalesef.

sağlıklı bir beslenme için uzun dönemde sürdürülebilir olan şey beslenme alışkanlıklarını değiştirmek, yani 2 saatte bir sağlıklı şeyler atıştırarak (badem, ceviz, şeker oranı düşük meyve) kan şekerini sabit bir seviyede tutmak, fast food’dan uzaklaşmak ve hatta mümkün olduğu kadar dışarda yemek yememek.. olabildiğince fazla çeşitte sebzeyi sevebilmek, salata ile beraber öğününüze mutlaka dahil etmek. kırmızı etten ziyade beyaz et yemek. insan zaten bunu uzun vadede (1-3 yıl hatta hayatının kalanında) beslenme rutini olarak oturttuğunda vücuttaki yağ oranı azalır, haftada bir makarnasını da yiyebilir, kırk yılın başı sütlü tatlısını da..
14-taş devri diyetinde felsefe: taş devri 5-10 bin yıl önce bitmiştir. o zamandan bu zamana kadar genlerimizde çok az değişiklik olmasına rağmen çevresel şartlar ve özellikle de yiyeceklerimiz çok büyük oranda değişmiştir. özellikle son 50-100 yıl içinde doğal olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalar, margarin kimyasal yolla katılaştırılmış, ayçiçeği, mısır gibi sıcak preslenmiş sıvı yağlar aşırı şekilde kullanılmaya başlanmış; buna karşılık taze sebze, meyve ve tencere yemeklerinin tüketiminde de belirgin bir azalma olmuştur.

gen yapımız ve buna bağlı vücudumuzda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar doğal olmayan yiyeceklerin tümü ile başa çıkacak yeteneğe sahip değillerdir. genler ve yiyecekler arasındaki bu uyumsuzluk hali şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, müzmin yorgunluk, kanser ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi son yıllarda müthiş artış gösteren çok sayıda müzmin hastalığa neden olmaktadır. bu hastalıklardan korunmak istiyorsak mümkün olduğunca 5-10 bin yıl öncesine benzeyen bir diyet uygulamalıyız.

taş devri diyetinde genel ilke: üç beyaz (tuz, şeker ve un) yasaktır ya da çok azaltılmalıdır. her yiyecek doğadaki şekline en yakın olarak tüketilmelidir. yasaklar haricinde yeme sınırı yoktur. doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. çiğ yiyecekler toplam diyetin en az %60’ını oluşturmalıdır.

taş devri diyetinde etler: yağsız olmayacak, fazla pişirilmeyecek.

kırmızı et: (tercihen yemlenen değil, otlayan hayvan eti), sucuk, kavurma, pastırma vb serbest. (bu ürünlerde de kolaylıkla hile yapılabileceğinden güvenilir, bildiğiniz ve hatta mümkünse ev yapımı olanlarını tercih edin. bodytr editör) katkı maddelerinden dolayı salam-sosis tercih edilmemeli.

sakatat: karaciğer, böbrek, yürek, kokoreç, işkembe, uykuluk kırmızı etten (kas) daha yararlı. fakat hastalıklı olmamasına dikkat.

beyaz et: tercihen köy tavuğu ve diğer kümes hayvanları (köy tavuğu geç pişer)

balık: (ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için küçük balıklar tercih edilmeli, balık çiftliği balıkları tercih edilmemeli)

taş devri diyetinde yumurta: en kaliteli protein kaynağıdır. köy yumurtası tercih edilmeli. günde 1-4 adet yenilebilir. tercih sırasına göre 1. çiğ (mikroplu olmadığından eminseniz!), 2. rafadan, 3. lop, 4. kızartma (mümkünse yenmemeli, yenilecekse, zeytinyağında ya da fındık yağında ya da tereyağında yapılmalı ve önce akı pişirilmeli, sarısı ayrıca çiğ olarak eklenmeli)

taş devri diyetinde sebzeler ve yeşil yapraklılar:
her çeşidi yenilebilir. daha çok çiğ tüketilmeli. koyu yeşil yapraklılar k vitamini, kalsiyum ve magnezyumdan zengindir (kemik erimesinin önlenmesi!) ve ayrıca omega-3 yağ asidi içerir. doğal yetiştikleri için yabani otlar (ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan otu, semizotu, labada vb) mükemmel. semiz otu sebzeler içinde en önemli omega-3 kaynağıdır.

patates: yüksek şeker içerdiğinden yenilmemeli.

sarımsak: hücreleri paslanmaktan koruyan (antioksidan) en önemli yiyeceklerden biri. her gün en az iki diş yenilmeli. cacık şeklinde de alınabilir. sarımsağı ezin (yutmayın) ve en geç 1 saat içinde tüketin.

soğan: en az sarımsak kadar değerli.

zeytin: mümkün olduğunca tuzu çıkartılmalı. sele zeytininin tuzu daha rahat çıkıyor. daha çok yeşil zeytin tercih edilmeli.

meyveler: kayısı, üzüm, muz, gibi şeker içeriği yüksek meyveler sınırlı yenmeli. az şekerli meyveler daha çok yenilebilir (tazesi tercih edilmeli). üzüm çekirdeği ve kabuğu, çilek, yaban mersini, kızılcık gibi meyveler çok yüksek antioksidan etkilere sahip.

taş devri diyetinde süt ve süt ürünleri: köy ya da mandıra sütü tercih edilmeli. imkan yoksa pastörize günlük şişe sütü kullanılabilir. homojenize ve uht teknolojisi kullanılan kutu sütler tüketilmemeli. kaymak bağlamayan, ekşimeyen ya da kesmeyen süt ya da yoğurt doğal değildir.
bu konuyla ilgili detaylı bilgi için kutu sütü savaşları yazısını okuyabilirsiniz.

sütten çok mayalanmış süt ürünleri (tam yağlı yoğurt, tam yağlı peynir) tercih edilmeli. kefirle mayalanmış süt çok yararlı. içerdiği çok sayıda probiyotik (faydalı mikrop) ile sindirim bozukluklarını önlüyor ve yaşlanmayı yavaşlatıyor.

baklagiller: (nohut, fasulye, mercimek, bezelye, börülce vb) haftada 2-3 kereden fazla yenmemeli (12 saatte bir suyu değiştirilmek üzere 48 saat suda bekletilmeli, ve ağır ateşte (mümkünse güveçte) pişirilmeli.

soya: söylendiği gibi sağlıklı bir yiyecek değildir. protein sindirimini ve bağırsaktan kalsiyum, demir ve çinko emilimini azaltır. tiroid hormonu sentezini bozar. erken ergenlik belirtileri, kısırlık ve adet düzensizliklerine yol açabilir. alerjilere neden olabilir. çok az yenmeli hatta hiç yenmemelidir. az miktarda fermente soya ürünleri yenilebilir.
(konuyla ilgili olarak sitemizdeki soya fasulyesi fos çıktı yazısını okuyabilirsiniz)

kabuklu kuruyemişler: (ceviz, fındık, fıstık, ayçiçeği, kabak çekirdeği, badem vb). günde 1-2 avuç (25-50 gram kadar) oldukça yararlı. çiğ ve az tuzlu olanı tercih edilmeli.

taş devri diyetinde yağlar: yağ kısıtlaması vücut için zararlıdır. sanılanın aksine yağı az, dolayısıyla şekeri fazla yiyecekler insanları daha çok acıktırır ve daha çok şişmanlatır!

margarin: kesinlikle yasak!

tohumlu sıvı yağlar: (ay çiçek yağı, pamuk yağı, mısırözü yağı, soya vb.): kullanılmamalı ya da çok az kullanılmalı. omega-6/omega-3 dengesini, omega-6 lehine bozuyor. sıcak presten çıkan bu yağların birçok organımızı ve damarlarımızı yıpratıcı özellikleri var.

zeytinyağı: mükemmel! halis sızma olanlar tercih edilmeli. riviera ikinci seçenektir.

fındık yağı: riviera gibi. piyasadakilerin çoğu karışık! halis olanları pahalı ve sızma zeytinyağından daha iyi değil.

tereyağı: mükemmel! mümkünse özgür otlayan hayvanların yağı(köy tereyağı). piyasa-da sahtesi (margarin üzerine giydirilmiş) çok. sahtesi dışarıda bırakıldığında geç erir, bıçakta fazla leke bırakır.
doymuş yağlar düşman mı?

urfa yağı: tereyağı gibi

kuyruk ve iç yağı: tereyağı gibi yararlı

taş devri diyetinde balıkyağı: hayat iksiri! büyük ölçüde omega-3 yağ asidi içeriyor. bebeğinden, hamilesinden, gencine ve yaşlısına kadar herkes kullanmalı. günde en az 1-2 kapsül (0.5-1 gr).

balıkyağı şişmanlatmaz. yaz-kış kullanılabilir. morina karaciğeri yağı d vitamini içerdiğinden yazın kullanılmamalı. aksi halde d vitamini yüklenmemesi yapabilir.

keten tohumu: balık yağından sonra ikinci önemli omega-3 kaynağı. aynı zamanda soya gibi zayıf östrojenik özelliğe sahip. önce hafifçe kavurun ve kahve değirmeninde öğüttükten sonra günde 2-3 tatlı kaşığı yemeklere, yoğurda veya salatalara serpin. keten tohumunun omega-3 gücü balık yağının onda biri kadardır.

kızartmalar: vücut hücrelerini paslandırdığı için zararlı. illaki yenilecekse tereyağı, zeytinyağı, veya fındık yağı ile yapılmalı. kızartmaların zararlı etkilerini azaltmak istiyorsanız yanında sarımsaklı yoğurt ve yeşillik yiyin.

taş devri diyetinde tahıllar ve unlu gıdalar: hızlı emilen şeker miktarları yüksek olduğu için insülin direncini arttırırlar. bu nedenle ekmek, bulgur, mısır, çavdar, makarna, pirinç vb. gibi tahıllar ve bunlar ile yapılan yemekler ve hamur işleri yenmemeli ya da iyice azaltılmalıdır. diyete adapte olmada güçlük çekenler kısa bir süre için tam buğday ekmeği (köy ekmeği), kepek ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği ve bulgur yiyebilirler.

çaylar: hepsi çok yararlı. şekersiz içilecek! telli ve doğal olmayan zamklı poşet çaylar kanser yapabilir.
kahve-nestkahve: tamamen yasak olmamakla birlikte sınırlı içilmeli. türk kahvesi tercih edilmeli (şekersiz ya da az şekerli)..

turşular: oldukça yararlı. tuzunu azaltın (turşu kurarken tuz yerine limon tuzu, as-korbik asit ya da sirke kullanın). sirke (özellikle halis üzüm sirkesi), nar ekşisi, şalgam suyu ve meyankökü suyu faydalı mikroplar (probiyotikler) açısından çok yararlı.

tuz: yiyeceklerin içinde doğal olarak bulunan tuz vücudumuzun ihtiyacını karşılar. tencere yemekleri içine az miktarda tuz katılabilir. yemeklerin ve salataların üzerine tuz serpmeyin. az tuz sizi halsiz bırakıyorsa tuzu biraz artırın.

baharatlar: içerdikleri vitamin, mineraller ve antioksidanlar (vücudun pasını sökücü) açısından oldukça yararlıdır.

şekerler: rafine şekerler (çay şekeri, früktoz vb) ve bunlarla yapılan yiyecekler (pasta, bisküviler, gofretler, baklava, revani, kadayıf vb) yasaktır.

çikolata: haftada bir kere orta boy, sütsüz (bitter) ve kaliteli çikolata yenilebilir (şart değil!). çikolata kadınlarda adet öncesi dönemde görülen depresyonu azaltır (en iyi magnezyum kaynağı).

bal: halis ise şifa verir. günde bir iki çay kaşığı yenilebilir. alelade ballar, her çeşit ve reçel aşırı şeker içerdiğinden yenilmemelidir. piyasadaki balların en az %95’i doğal değildir. fazla olmamak koşulu ile meyvelerin kendi şekeri ile yapılan pekmezleri yenilebilir.

taş devri diyetinde tatlandırıcılar: tatlandırıcılar ve bunlarla yapılmış diyet ürünleri yenilmemelidir. özellikle aspartam (canderel ®, sanpa®, aspartil®, diyet-tat®, nutra-tat®, diyet kola, şekersiz sakız, birçok diyet yiyecek içinde bulunur) depresyon da dahil olmak üzere birçok yan etkilere yol açabilir.

içki: günde 1-2 kadeh şarap (özellikle kırmızı kırmızı), rakı ya da eşdeğer içki içilebilir. mecburiyet yoktur!

meşrubat: her türlüsü yasak. evde yapılan taze meyve suyu (posası ile birlikte) içilebilir. meşrubat olarak ayran, kefir, boza, şalgam suyu veya meyan kökü suyu için.

taş devri diyetinde su: günde 6-8 bardak su için. idrarınız koyu ise yeteri kadar su içmiyorsunuz demektir. içtiğiniz su aşırı soğuk olmasın. kaynak suyunu için. şebeke suyunu mümkünse içmeyin (klorlu !). klor, mikropları öldürmek için suya konulur. fakat kanser de yapabilir. şebeke suyunu musluktan aldıktan sonra en az bir saat dinlendirirseniz kloru uçar. filtre edilmiş şebeke suyu içilebilir, fakat kaynak suyunun yerini tutmaz.

yemekle birlikte su içmeyin, çünkü bu su sindirim sıvılarını seyrelterek etkilerini azaltır. yemekten yarım saat önce veya sonra su içebilirsiniz. uykudan önce bir ya da iki bardak su içilmelidir.

taş devri diyetinde yemek pişirme: yemekler kendi suyunda ağır ağır pişirilmeli (buğulama ve güveçte pişirme tercih edilmeli). hızlı pişirme yöntemleri (kızartma, ızgara, mikrodalga gibi) sakıncalıdır. toprak kap, çelik kap ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. teflon ve alüminyum kap kullanmayın.sıcak yemekleri alüminuyum folyo ve streç içinde saklamayın.

dondurulmuş yiyecekleri fazla tüketmeyin. pişirme sularını atmayın (baklagiller hariç). konserve yiyecekleri ise mümkünse hiç yemeyin.

taş devri diyetinde yemek yeme sıklığı: diyet başlangıcında, kan şekeri düşebileceği için daha sık yemeli. 1-2 hafta içinde insülininiz terbiye olur ve günde 3 öğün yemek (çocuklar için 4-5 öğün) yeterli olur. lokmaları iyice çiğneyin! sabah kahvaltılarını kuvvetli yapın; akşam yemeği hafif olsun. yemek miktarlarını yaklaşık şöyle bölümleyin. sabah :(3), öğle:(2), akşam: (1) ya da sabah (2), kuşluk (1). öğle(1), ikindi (1), akşam:(1). 19.00-20.00’den sonra mümkünse yemek yemeyin, tok karnına uyumayın.

herhangi bir yiyeceği yedikten 0.5-2 saat sonra o yiyecek midenizi bulanıyor, karnınızı ağrıtıyor, rahatsızlık hissi uyandırıyorsa, yorgunluk hissetmenize yol açıyorsa ya da karnınızı çok çabuk acıktırıyorsa (şeker düşüklüğü !) o yiyeceği azaltın ya da hiç yemeyin (vücudunuzun sesini dinleyin !)

diş temizliği: her yemekten sonra, mümkün değilse yatmadan önce dişinizi 2-3 dakika fırçalayınız ve macunu yutmayınız. çocuklarda yutmayacaklarından emin oluncaya kadar florlu diş macunu kullanmayınız. sodyum florür toksik olduğu için çocuklara flor tableti takviye etmeyin. yiyecek ve içeceklerdeki flor (kalsiyum florür) doğal olup, toksik değildir. florun diş çürüklerini azaltmadığını gösteren çok sayıda araştırma vardır.

taş devri diyetinde hareket: günde en az yarım saat hızlı yürüyüş yapılmalı ya da yavaş koşulmalı ve merdivenler çift çift çıkılmalı. günde en az 3-5 dakika kültür fizik hareketleri yapılmalı. yorgun düşüren hareketlerden kaçınılmalı. egzersiz ağırlığı tedricen artırılmalı. hedefinizi iyi seçin. her gün yapabileceğiniz egzersizleri yapın. derin temiz hava soluyarak hücrelerinizdeki oksijeni artırın.

güneşlenme: güneşli havalarda en az yarım saat (gözlüksüz olarak) güneşe maruz kalınmalı (kışın tercihen 11.00-13.00 arası). güneş ışınları daha rahat uyumanızı sağlar, depresyonu azaltır ve d vitamini sentezini artırır. d vitamini kemik hastalıklarına, romatizmal hastalıklara, kansere (deri kanseri dahil!) ve çeşitli müzmin hastalıklara karşı koruyucudur. yazın mayo ile güneşlenirken başlangıçta güneşte fazla kalmayın (özellikle 11.00-13.00 arası). dengeli şekilde yanın, haşlanmayın!!. tatile çıkmadan önce depo şeklinde alınan d vitamini ampulü derideki yanmayı azaltır.
uyku: mümkünse 22.00’den önce yatın. 5 saatten az 9 saatten fazla uyumayın. iyi bir uyku için midenizin boş olması gerektiğini unutmayın.
hazırlayan: prof. dr. ahmet aydın
kaynak: bodytr
15-henüz birkaç gündür uyguluyor olmama faydalarını bünyemde hissedebildiğim diyet. öncelikle ekmeği tamamen kestikten sonra daha sık tuvalete çıkar oldum. ekmek çok yedirtiyordu, şimdi daha az yemek yeyip öyle sofradan kalkıyorum. bu da midemin küçülmesine neden oluyor.
16-bir başka yandan ise, sanırım ki yağ oranı arttıgından, yılların kabızlarını bile günlük tuvalete çıkar hale getirir. ki muhteşem bi şe bu.
17-tek kelimeyle harika olay!
dilediğiniz kadar yiyorsunuz, sofradan asla aç kalkmıyorsunuz. üstelik ne saatler sonra bile açlık hissi yaşıyorsunuz, ne de sofradan kalkınca ağırlık hissi...
bugün 3. günümdeyim. hayvan gibi yiyorum ve bugün fitday’den besin hesabı yaptım. totalde yalnızca 1559 kalori almışım koca günde. (normalde vücudum 2800 kadar yakıyor)

diğer değerler:

yağ: 92.6
karbonhidrat: 66.2
protein: 119.8

"peki ne yedin?" diye soranlar da olabilecektir. işte size mükemmel bir günlük öğün örneği:

sabah:
* 2 çırpılmış yumurta ile yapılan tereyağlı omlet; üzerine bolca kekik
* 1 dilim beyaz peynir
* 5 zeytin
* 1/2 salatalık
* 1/2 kırmızı tatlı biber
* tamamının üzerine bolca kekik
* 2 tablet 500mg’lık balık yağı (omega 3 takviyesi için)

öğlen:
* koca bir tabak dana ciğeri
* üstüne 5dk kadar buharda pişirilmiş, çıtır çıtır:
- 2 brokoli
- 1 brüksel lahanası
- 1/2 kırmızı tatlı biber
- zeytinyağı

- 2 tablet 500mg’lık balık yağı

atıştırmalık:
* 2 ceviz

akşam:
* 130gr. kadar kuşbaşı dana eti

yine buharda pişirilmiş:
* 2 brokoli
* 2 brüksel lahanası
* 1/4 kırmızı tatlı biber
* 1/4 domates
* bir çay kaşığı tereyağı (lezzet katsın ve yağlı olsun diye)
* 150gr. yoğurt (küçük sütaş kutulardan)
* yarım mandalina
* 2 tablet 500mg’lık balık yağı

ahanda bu da yemeğin resmi:http://b1110.hizliresim.com/11/10/12/16674.jpg (bundan bi yarım tabak daha yedim)

keşke çok daha önce keşfetseymişim de, "1 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir; yağsız hede hödö" muhabbetlerinden çok daha önce kurtulsaymışım. o kadar enerjik hissediyorum ki şu anda... dilediğim kadar yiyorum, kalori hesabı yapmak zorunda da kalmıyorum asla. çünkü yediklerim tok tutuyor ve kalorileri toplamda 1 burger king steakhouse menüsü (yaklaşık 1500 kalori) ile kafa kafaya gidiyor.

artık "ne yesem de günlük minimum kaloriyi doldursam" diye düşünüyorum. diğer diyetlerle kendini heba etmiş bir insan olarak inanılmaz mutluyum. umarım kilolarıma da kısa sürede yansır; yine burada paylaşırım.
18-taş devri diyetiyle ilgili bilinmesi gereken bir başka husus da, geçici periyodik bir diyet değil, bir yaşam tarzı olması. pek çok insanın "ömrünün sonuna kadar süreceğini" bildikleri hastalıkları bu diyete başlamalarıyla son bulduğundan, aklın ve sağlığın seçimi bu tür bir beslenme düzenini işaret ediyor.

kendiniz için güzel bir karar alın ve bırakın "kof" yiyecekleri. çıkın dışarı, dolabınızı "gerçek" yiyeceklerle doldurun. taze taze yiyin; süper yemekler yapın; doyana kadar yiyin; sofradan asla aç kalkmayın; üstüne bir de ideal kilonuza kavuşun ve kendinizi inanılmaz sağlıklı hissedin!
19-çok güzel bir beslenme tarzı.

ekim başından bu yana bu şekilde besleniyorum. biraz deneyimlerimi aktarmak istedim.

- ekim başından bu yana toplam 8 kilo verdim. belim 5.5 cm. kadar inceldi. üstelik her gün tıka basa yemek yedim. asla aç bırakmadım kendimi. duble tereyağlı iskenderler, avuç avuç fındık-badem, yarım kilo kuzu kavurma falan... abarttım yani hafiften. buna rağmen 8 kilo verdim. spor da yapamıyorum maalesef.

- bol bol protein alınca kaslarım güçlendi. kendimi daha zinde hissediyorum. egzersiz yapmadan, çektiğim şınav sayısı arttı. spor yaptığım zamanlarda bile maksimum 15-20 şınav çekebilirken, bugün nizami olarak 35 şınav çekebiliyorum. üstelik uzun süre şınav çekmemiş olmama rağmen.

- yemek bulmak zor değil, ancak pahalı. arkadaşlarınız dışarıda 2 ıslak hamburger yeyip doyarken sizin porsiyon döner ya da kebap yemeniz gerekebiliyor. işin ucuzuna kaçamıyorsunuz maalesef. insanlar ekmekle, pilavla, mercimek ya da kurufasulye ile karınlarını pek rahat doyurabilirlerken siz mutlaka tarım toplumu öncesi var olan bir protein kaynağı bulmak zorundasınız. bu da maliyetlerinizi arttırıyor. ucuz olduğu için bol bol tavuk yiyorsunuz, bu sefer de bu tavukların özgür dolaşan tavuklar olmadığını, çiftliklerde hormonla beslendiğini hatırlıyorsunuz. canınız sıkılıyor. kasaba gidip kırmızı et alacak olsanız o da pahalı gelebiliyor. mesela bu akşam yarım kilo kuzu etini oturup tek başıma yedim. maliyetim 17 lira.

- öte yandan yemekleriniz çok daha lezzetli hale geliyor. "bu yediklerim yemekse, önceden yediklerim neydi?" diye soruyorum kendime. artık bol bol tereyağı, kuyrukyağı kullanıyorum. neredeyse her sabah 3 yumurtayla bol tereyağlı omletler yapıyorum. akşamları da kuyruk yağı ya da tereyağı ile kavurduğum yemeklerimi yiyor, bol sebzeyle yapılmış unsuz çorbamı içiyorum. ayçiçek yağının tadının ne kadar iğrenç olduğunu yıllar sonra anlayabildim maalesef.

şimdilik aktarabileceklerim bunlar. ilerleyen günlerde farklı deneyimlerim ya da aklıma gelenler olursa yine buradan sizlerle paylaşacağım.

not:ekşisözlükten derlenmiştir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol