yalan dünya

ahuramazda
ömür arpacı’nın olayı çok enteresan olmuş.
diziden diziye karakter transferi olayını fox tv’nin fasülyeden dizilerinde görmüştük ama bu, reis karakterinin, avrupa yakasındaki cida sektöründen mobilya sektörüne geçmiş dursun olması,hatta gülistan karakterine,((bkz: hasibe eren))
"seni bir yerlerden tanıyorum,nişantaşında hiç oturdun mu?" sorusunu sorması,çok ince,çok hoş bir espri olmuş.

bana, cem yılmaz’ın,gora’dan sonraki her iki filminde,gora’daki karakterlere veya diyaloglara selam çakması gibi geldi.hoş,zeki,ince fikirler bunlar,aferin.

üçüncü bölümde,füsun demirel’in canlandırdığı karakterin,çamaşır suyuyla kafa yapması olayı fazla uzadı,o bölümdeki o rol sanki olmadı füsun’umun üzerine,eğreti durdu.

bayılarak ve hayranlıkla izlediğim çağatay karakterinin de ,kedi diyalogundan anladık ki adam bildiğin deli.akıl hastası falan.oysa ne güzel gidiyordu setteki her baş rol kadını ayartmaya çalışan,kendini dayanılmaz seksi bulan burnu havada jön tiplemesi.


çağatay koçtuğ ismi de çağatay ulusoy ile kıvanç tatlıtuğ karışımı bir şey olmuş,hatta belki de göndermeler yapılmıştır,tıpkı her bölümde ivana sert’e göndermeler yapıldığı gibi.

gülse zeki kadın,kalemini,gözlem yeteneğini,ifade tarzını çok seviyorum ve bu dizinin uzun ömürlü olacağını hissediyorum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol