proletarya nasıl dogdu

quantitatif
proletarya, gecen yuzyilin ikinci yarisinda ingiltere’de ortaya cikan ve o zamandan bu yana dunyanin butun uygar ulkelerinde kendini yinelemis olan sanayi devriminin bir sonucu olarak dogdu. bu sanayi devrimine, buhar makinesinin, cesitli dokuma makinelelerinin, buharli tezgahin ve daha bircok baska mekanik aygitlarin icadi neden oldu. cok pahali olan ve, bunun sonucu, ancak buyuk kapitalistler tarafindan satin alinabilen bu makineler, o gune dek varolan tum uretim bicimini degistirdi ve makineler iscilerin derme catma cikriklariyla ve el tezgahlariyla urettiklerinden daha ucuz ve daha iyi metalar urettigi icin, eski iscileri safdisi birakti. boylece bu makineler, sanayii tumuyle buyuk kapitalistlere teslim etti ve iscilerin sayica pek az olan mulklerini (aletler, el tezgahlari, vb.) degersizlestirdi, oyle ki, kapitalistler cok gecmeden her seye el attilar ve iscilere hicbir sey kalmadi. fabrika sistemi, bu yolla, giyim esyalari imalatina girmis oldu. —makine ve fabrika sisteminin harekete gecmesinin ardindan, fabrika sistemi cok gecmeden oteki sanayi dallarinda da, ozellikle pamuklu dokuma ve matbaa islerinde, canak-comlek ve madeni esya sanayiinde kullanilmaya baslandi. tek tek isciler arasinda giderek daha cok isbolumu oldu, oyle ki, daha once tum bir nesneyi yapan isci, artik onun yalnizca bir kismini uretiyordu. bu isbolumu urunlerin daha hizli ve dolayisiyla daha ucuza ikmal edilmelerini olanakli kildi. bu, her iscinin eylemini, bir makinenin yalnizca ayni yetkinlikte degil, hatta bundan cok daha iyi bir bicimde yapabildigi cok basit, surekli yinelenen mekanik bir isleme indirgedi. bu yolla, sanayiin butun bu dallari, tipki iplikcilik ve dokumacilik gibi, birbiri ardindan buhar gucunun, makinenin ve fabrika sisteminin egemenligi altina girdiler. ama boylece, bunlar, ayni zamanda, tamamiyla buyuk kapitalistlerin ellerine gectiler ve buralarda da isciler bagimsizligin son kirintilarini yitirdiler. yavas yavas, gercek manufakturlere ek olarak zanaatlar da, ayni sekilde, giderek daha cok fabrika sisteminin egemenligi altina girdiler, cunku burada da, maliyetlerden bircok tasarruflarin yapilabildigi ve cok yuksek bir isbolumunun olabildigi buyuk atelyelerin kurulmasiyla, buyuk kapitalistler, kucuk zanaatcinin yerini giderek daha cok aldi. boylece simdi, uygar ulkelerde hemen butun calisma dallarinin fabrika sistemi altinda yurutuldugu, ve hemen butun dallarda zanaatin ve manufakturun buyuk sanayi tarafindan safdisi edildigi noktaya ulasmis bulunuyoruz.— bunun sonucu olarak, eski orta siniflar, ozellikle kucuk zanaat ustalari, giderek daha cok yikildilar, iscilerin eski konumlari tamamiyla degisti, ve butun oteki siniflari yavas yavas yutan iki yeni sinif cikti ortaya:1-butun uygar ulkelerde butun gecim araclarina ve bu gecim araclarinin uretimi icin gerekli hammaddelere ve aletlere (makineler, fabrikalar, vb.) daha simdiden hemen tamamiyla sahip buyuk kapitalistler sinifi. bu sinif, burjuvalar sinifi, ya da burjuvazidir.2-tamamiyla mulksuz olan ve bu yuzden, emeklerini, karsiliginda zorunlu gecim araclari edinmek icin burjuvalara satmak zorunda kalanlar sinifi. bu sinifa proleterler sinifi, ya da proletarya denir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol