(bkz: sago k)
didaktik kitaplar
sıkıcı kitaplardır. görev duygusuyla okunduğundan defalarca okunduğu halde bir şey anlaşılmaz.
sagopa kajmer in sagopa kajmer albumunde ikinci cd nin ikinci sarkisi
birikimlerimiz kısıtlı, arzularımızın ışığı,egoizme yansıdı, ya da kısıtladık insancıl yanımızı, tokatladık karanlığa mum yakanları. barış hududuna mermi atanların akıbetini yazan hocalarım oldu savaş yanlısı. literatürün gerereği yapıldı. atamın ellerini aradım. kürsülerde yetişen mengenelere her yılım on elimi kaptırmaktan yıldım, yılım bana zehir oldu yine, halkım alkış tuttu ve ben elimi kırdım. geçemediğimiz köprüler ardımızdan ağladı, tıpkı yere düşen ekmek kırıntıları gibi, zan altında masum yedi kelepçeleri ve sırıttı birileri, makam arabalarna yol ver geçsin, emri vaki olmuş her yolcu, açılan çenelere çekici ver çaksın,yazılı kuralların kuramları aştı. parmakları kırılan bu yazar yılmadı, kaç yazar alim olsan, amacını yamacında doğarak yok oldu sezar, dedelerin toprak oldu bak orda mezar!... yalanla savunan dürüstle tanıştı, tekmeyle kovulan kiniyle yarıştı, paradan uzak olan silahla tanıştı, hayatla darılan ölümle barıştı.
hainlik diz boyuna, laik durum acı kadere bağlanmış iş bitik
taktiklerimizin nefesi kesilmiş, didaktik kitaplar sobada odun
ve yurdun taşı toprağı çakıla karışmış, hocalarım eylem yürüyüşünde
bilginlerim afaroz edildi didaktik kitaplar sobada odun.
bir okumuşum tam onbeş sene sürece, ve okulumu kırmışım kırılmışım dünümde. şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım tek düze. bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kağıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. verilen cevaplara kayıtsız kalanım, ben talanım, ortadayım çevremde bu koca şehir, elimde dumandan ibaret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. ben işte oydum şimdi buyum. önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık, atamıza rüsvayız, şimdi ben soruyorum sayın hocam pişman mısınız? gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar, kırmızıda geçtiler, yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele, mengene oldu ülkemi yedi afiyetle beni de. siz diplomasına imzalarınızı attınız, şimdi yine soruyorum sayın hocam pişman mısınız? imzalarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri, üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız, 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız
birikimlerimiz kısıtlı, arzularımızın ışığı,egoizme yansıdı, ya da kısıtladık insancıl yanımızı, tokatladık karanlığa mum yakanları. barış hududuna mermi atanların akıbetini yazan hocalarım oldu savaş yanlısı. literatürün gerereği yapıldı. atamın ellerini aradım. kürsülerde yetişen mengenelere her yılım on elimi kaptırmaktan yıldım, yılım bana zehir oldu yine, halkım alkış tuttu ve ben elimi kırdım. geçemediğimiz köprüler ardımızdan ağladı, tıpkı yere düşen ekmek kırıntıları gibi, zan altında masum yedi kelepçeleri ve sırıttı birileri, makam arabalarna yol ver geçsin, emri vaki olmuş her yolcu, açılan çenelere çekici ver çaksın,yazılı kuralların kuramları aştı. parmakları kırılan bu yazar yılmadı, kaç yazar alim olsan, amacını yamacında doğarak yok oldu sezar, dedelerin toprak oldu bak orda mezar!... yalanla savunan dürüstle tanıştı, tekmeyle kovulan kiniyle yarıştı, paradan uzak olan silahla tanıştı, hayatla darılan ölümle barıştı.
hainlik diz boyuna, laik durum acı kadere bağlanmış iş bitik
taktiklerimizin nefesi kesilmiş, didaktik kitaplar sobada odun
ve yurdun taşı toprağı çakıla karışmış, hocalarım eylem yürüyüşünde
bilginlerim afaroz edildi didaktik kitaplar sobada odun.
bir okumuşum tam onbeş sene sürece, ve okulumu kırmışım kırılmışım dünümde. şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım tek düze. bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kağıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. verilen cevaplara kayıtsız kalanım, ben talanım, ortadayım çevremde bu koca şehir, elimde dumandan ibaret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. ben işte oydum şimdi buyum. önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık, atamıza rüsvayız, şimdi ben soruyorum sayın hocam pişman mısınız? gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar, kırmızıda geçtiler, yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele, mengene oldu ülkemi yedi afiyetle beni de. siz diplomasına imzalarınızı attınız, şimdi yine soruyorum sayın hocam pişman mısınız? imzalarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri, üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız, 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?