efendim okuduk gördük ki türk solu devletçi olmamakla suçlanıyormuş. acaba ne kaldı özelleştirilmeyen.
devletçilik
(bkz: etatism)
hiçbir şekilde uygulanabilirliği olmayan ekonomi politikası. bireye karşı, yalnızca devletin yarar ve üstünlüklerinin öne çıkarıldığı, kişisel teşebbüsü yok eden bir politikadır. adam kayırmanın, verimsizliğin başlıca sebebidir.
amaaaaa cumhuriyetin ilk dönemlerinde böyle bir politikaya ihtiyac vardı diye itiraz ederseniz orasını bilemem onu tarihçilere sormak lazım.
amaaaaa cumhuriyetin ilk dönemlerinde böyle bir politikaya ihtiyac vardı diye itiraz ederseniz orasını bilemem onu tarihçilere sormak lazım.
ataturk ilkelerinin arasinda bulunan devletcilik, bir ekonomi siyasetidir.
devletcilik, temel anlamiyla devletin ekonomik hayatin icine girmesidir. ama bu yapilirken sosyalist model benimsenemez. elinde sermayesi olan vatandaslar, birkac alan disinda, diledikleri bicimde uretime katilabilirler. devlet bunlara engel olmadigi gibi ustelik gereken tedbirleri alarak islerini kolaylastirir, kisileri uretim ve ticaret isine ozendirir.
ancak bilindigi gibi, hizla sanayilesme cumhuriyetin ilk hedeflerindendi. buyuk temel sanayi kuruluslari yapmak icin ozel ellerde sermaye yoktu. bu yuzden devletcilik dogdu. devlet pek cok sanayi isletmesini kendisi kurdu, calistirdi ve gelistirdi. bir yandan da uyguladigi para ve kredi politikasi ile ozel kisileri basibos birakmadi. boylece devlet ile vatandas, uretim isini birlikte duzenlediler. bu isbirligi sonucu turkiye ornek bir ulke durumuna gelmisti. son arastirmalar, turkiyenin 1930 yilina kadar uyguladigi devletcilik siyaseti ile en hizli kalkinan uc ulke arasina girdigini gostermektedir. 1929 yilinda, 100 olan turkiye ve dunya sanayi uretim indeksi, 1939da turkiyede 196ya erismistir. dunya ortalamasi ise 119dur. bu gelisme tablosunda turkiyenin yeri, rusya ve japonyadan sonra gelmektedir. boylece 1927de 1000 olan ulusal gelirimiz, hizli nufus artisina ragmen, 1939da 1625e yukselmistir.
sermayesi olmayan, disaridan yardim almayan, kaynaklari sinirli, teknolojisi geri turkiyenin 1939 yilina kadar sagladigi bu gelisme ataturkun akilci ve uluscu goruslerinin bir eseridir. o, ozel girisimleri desteklerken, devleti de ekonomik hayata katmis, her iki alan birbirlerini tamamlamislardir.
ikinci dunya savasinin cikmasi uzerine bu gelisme durdu. savas sonrasinda ise devletcilik ilkesi yeniden ve amaca uygun bicimde isletilip ihtiyaclara gore duzenlenmedi, politika araci yapildi. bu yuzden ozel alanla devlet alani arasindaki denge bozuldu ve ekonomik hayata bir karga sa geldi.
ataturkun bas ilkelerinden devletcilik, turkiyeyi ekonomik bakimdan kalkindiracaktir, yeter ki gerektigi gibi uygulanabilsin.
devletcilik, temel anlamiyla devletin ekonomik hayatin icine girmesidir. ama bu yapilirken sosyalist model benimsenemez. elinde sermayesi olan vatandaslar, birkac alan disinda, diledikleri bicimde uretime katilabilirler. devlet bunlara engel olmadigi gibi ustelik gereken tedbirleri alarak islerini kolaylastirir, kisileri uretim ve ticaret isine ozendirir.
ancak bilindigi gibi, hizla sanayilesme cumhuriyetin ilk hedeflerindendi. buyuk temel sanayi kuruluslari yapmak icin ozel ellerde sermaye yoktu. bu yuzden devletcilik dogdu. devlet pek cok sanayi isletmesini kendisi kurdu, calistirdi ve gelistirdi. bir yandan da uyguladigi para ve kredi politikasi ile ozel kisileri basibos birakmadi. boylece devlet ile vatandas, uretim isini birlikte duzenlediler. bu isbirligi sonucu turkiye ornek bir ulke durumuna gelmisti. son arastirmalar, turkiyenin 1930 yilina kadar uyguladigi devletcilik siyaseti ile en hizli kalkinan uc ulke arasina girdigini gostermektedir. 1929 yilinda, 100 olan turkiye ve dunya sanayi uretim indeksi, 1939da turkiyede 196ya erismistir. dunya ortalamasi ise 119dur. bu gelisme tablosunda turkiyenin yeri, rusya ve japonyadan sonra gelmektedir. boylece 1927de 1000 olan ulusal gelirimiz, hizli nufus artisina ragmen, 1939da 1625e yukselmistir.
sermayesi olmayan, disaridan yardim almayan, kaynaklari sinirli, teknolojisi geri turkiyenin 1939 yilina kadar sagladigi bu gelisme ataturkun akilci ve uluscu goruslerinin bir eseridir. o, ozel girisimleri desteklerken, devleti de ekonomik hayata katmis, her iki alan birbirlerini tamamlamislardir.
ikinci dunya savasinin cikmasi uzerine bu gelisme durdu. savas sonrasinda ise devletcilik ilkesi yeniden ve amaca uygun bicimde isletilip ihtiyaclara gore duzenlenmedi, politika araci yapildi. bu yuzden ozel alanla devlet alani arasindaki denge bozuldu ve ekonomik hayata bir karga sa geldi.
ataturkun bas ilkelerinden devletcilik, turkiyeyi ekonomik bakimdan kalkindiracaktir, yeter ki gerektigi gibi uygulanabilsin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?