darbe günlükleri

independence
bolum 2;

19 kasım 2003
öğleden sonra 14:00’da genelkurmay başkanı başkanlığında toplanarak mgk’da konuşulacak konuları gözden geçirdik. genelkurmay başkanı kendine bazı konuşmalar hazırlamış. bizi dinlemedi bile, söylediklerimizi de kaale bile almadı. bilhassa kkk ne derse hep ters yanıt verdi. anlaşılmaz bir tutum içersinde. konuşmalarında hep hükümeti savunuyor ve sizin doğru dediğiniz her konunun tersini ileri sürüyor. eğer bir sivri konu olursa ve savunamayacak durumda ise "bunu sen söyle" diyor. buradan çıktıktan sonra jangenkk bizi davet etti ve onun odasına gittik. ibrahim yurt dışında olduğu için toplantıda yoktu. durumu değerlendirdik. aynı mevzuları tekrar konuştuk ve mgk’da hiç konuşmama kararı aldık. bu arada jangenkk bize yine bir sürü irtica ile ilgili resim ve takip neticesi yapılan tesbitler ihtiva eden yazılar dağıttı. eylül başından beri biriken miktar inanılmaz hacimde. hala irtica yaygın değildir diyebilmek için insanın aklında başka fikirler olması lazım.

"bizi takip ettirdiğini de zannediyoruz"

22 kasım 2003
kkk’lığında toplandık. ne yapacağımızın programını yaptık. 1 aralık günü bizlere yani kuvvet komutanlarına bir takdim yapılacak. bu tadimi müteakip 3 kasım günü şura üyelerine bir takdim yapılacak ve sonra konu başbakan’a ve cumhurbaşkanı’na iletilecek. şura toplantısında amacımız ağustos 2004 ayına kadar olacak sürede bu hükümet bildiğini okumaya devam ederse komuta heyetinin, halkın da duyacağı bir muhtıra vermesi şeklinde bir yetki almak. akşam kara kuvvetleri komutanı’nın verdiği akşam yemeğine katıldık. öğlen yaptığımız toplantıda artık hepimiz bu işin bu genelkurmay başkanı ile gitmeyeceğini, bu adamın kendi menfaatlerini ülke yararı önünde tuttuğunu, korkak ve hükümete yaranma peşinde olduğuna dair fikir birliğine vardık. bizi takip ettirdiğini de zannediyoruz.

1 aralık 2003
bugün öğleden sonra genelkurmay başkanı bize verdiğimiz özel çalışmaya cevap olarak bir takdim yapacaklardı. öğleden sonra genkur’a gittik ve takdimi dinledik. takdim benim tahminimden daha detaylı hazırlanmıştı. önemli konular vardı. biz komutanlar olarak taviz vermez bir tutum içerisine girecektik.
takdimi durdurarak sorular ile açtık. aklımızda hep uyutuluyor muyduk endişesi vardı. ii. başkan (genelkurmay ikinci başkanı orgeneral ilker başbuğ-nokta) güvenilecek bir general değildi. kendi yararını ülke yararı üzerinde tutuyordu. ve bize kesin cevaplar vermiyordu.
genelkurmay başkanı dahil hepimiz bu hükümetin esas amacının dini bir devlet esası getirmek olduğunda hemfikir olmuş ve bugüne kadar olan eylemlerinin anayasaya aykırı ve hatta onu değiştirmek üzere planlandığını ama görünürde demokrasinin verdiği özgürlüklerden faydalandığını tesbit ettik. (...) bir ara laiklik tanımı üzerinde tartıştık. akp ile bizim laiklik anlayışımızda fark vardı. ve bütün uyutmaca da buradan kaynaklanıyordu. son olarak hepimize söz verdi. kara kuvvetleri komutanı "ben çok rahatsızım ve devlet elden gidiyor. bir an önce bir sıkıyönetim içerisine girmeli" dedi. bana söz verdiğinde "mademki hepimiz bu hükümetin anayasaya aykırı hareket ettiğine eminiz, o halde 35. madde gereğince anayasayı da korumak bizim görevimizdir. eğer bir eylem planı yapılacaksa bu planın ne maksatla yapıldığının bilinmesi lazım. bu nedenle burada bir karar vermemiz gerekiyor" dedim. genelkurmay başkanı bana dönerek "her ikiniz de açıkça konuşmadınız ama söylemek istediğiniz şey olamaz ve bize çok zemin kaybettirir. yapacağımız başka şeyler var" dedi. ben de "doğru söylüyorsunuz o telaffuz etmek istediğimiz şeyden başka da şeyler olabilir. mesela bu hükümete bir alternatif yaratmak gibi. ama onun bile kararının verilmesi gerekir ki eylem planı ona göre hazırlansın."
bu önerimi kabul etmedi. o zaman boşuna akıntıya kürek çektiğimizi anladım. niyetleri galiba bize bir şeyler yapıyor gözüküyor bizleri oyalamaktı. benden sonra org. şener ve fırtına konuştular ve aynı ifadeleri kullandılar. kararlılık göstermiştik. genelkurmay başkanı’nın rahatsız olduğunu yüzünden okuyorduk. bize yapılan takdimin sadece durum tesbitini cumhurbaşkanı ve başbakan recep tayyip erdoğan’a takdim edeceklerini açıkladılar. benim kanaatim yine de bu toplantı yerine mesaj vermişti. kimse genelkurmay başkanı’ndan bir kalkışma talebinde bulunmadı ama herkes için gittiği yere kadar gitmeye kararlı olduğumuzu (o da) gördü. bundan sonra bizlere yaklaşımlarının daha değişik olacağını tahmin ediyorum.

özkök: muhtıra yok!

3 aralık 2003
genkur. başk.lığında yaş (yüksek askeri şura) hazırlık toplantısı (...) önce genelkurmay bize pazartesi günü yaptıkları takdimin aynısını yaptılar ve genelkurmay başkanı sonra en kıdemsizden başlamak üzere tüm katılanlara söz verdi. söz alanların ifade ettikleri konular sırası ile ve özet olarak aşağıdadır.

faruk cömert:
akp yerel seçimleri kazanırsa amacına ulaşabilmek için batıya daha fazla taviz verebilir, dolayısı ile haklarımızı da kaybedebiliriz.

yener karahanoğlu: pozitif eylem için neredeyiz?
acaba geç mi kalıyoruz? icraatlarının izlenerek sonuçlarına göre karar vereceksek, geç kalabiliriz. onlar nasıl tam demokrasiyi kullanıyorlarsa biz de onlara tam demokrasi ile mukabele etmeliyiz. yani azınlık olarak çoğunluğa hükmedemeyeceklerini anlatmalıyız.

orhan yöney:
akp’nin iktidar olmasına rağmen muktedir olamadığı halka gösterilmelidir. bu yönde eylemler yapılmalıdır. zaman geçtikçe karşımızdaki kitle büyümektedir. bunlar kadrolaştıkça genişliyorlar. dolayısı ile zaman lehimize çalışmıyor. bu nedenle ileride bir eylem yapmaya gidersek, alacağımız tedbirler çok sancılı olabilir. eylemlerimiz aralık 2004 dönemine kalmamalıdır. o tarihlerde ab, akp’nin isteklerini yapacak, bu ise bizim aleyhimize olacaktır. bu nedenle eskalasyonu hızlandırmalıyız. halka bazı şeyleri açıkça anlatmalıyız. yazarlar ve önemli kişiler ile temasa geçerek "eğer demokrasiyi korumak istiyorsanız biz sizinleyiz" diye mesaj vermemiz lazım. yargı bitmiştir. yargıdan medet ummamalıyız. ama yargıyı eski rayına oturtmak için destek vermeliyiz. doğal mütefiklerimiz, üniversiteler ve sendikalardır. bu kurumlar bizlerden işaret beklemektedirler. halktan uzaklaşmışız, halka daha çok yaklaşmalı ve şeffaf olmalıyız. akp’nin hassas taraflarından biri de milletvekili dokunulmazlığıdır. bu konuyu işlememiz gereklidir. siyasete bulaşmayacak şekilde derneklere üye olalım. böylelikle kendimizi daha iyi tanıtır ve fikirlerimizi etrafa daha iyi yayabiliriz. muhalefet partisinin üzerine daha çok gitmeliyiz. bir gün müdahale etmek zorunda kalırsak siz de hesap vereceksiniz, mesajını onlara verelim. bizi hafife alıyorlar.

şükrü sarıışık:
bizim çok fazla zamanımız kalmadı. onların icraatlarının demokrasi ile önlenmesi mümkün değil. alternatif lazım. kamuoyunun bizden beklentisi var. çoğunluğun hakkını gaspediyorlar. erbakan kararı onları rahatlatmıştır. (bugün yargıtay erbakan’ın sahtecilikten verilmiş olan iki buçuk yıla yakın hapis cezasını onadı.)

fethi tuncel:
takdimde belirtilen hassas taraflarından hiçbirini istismar edemeyiz. alternatif olarak karşılarına bir siyasi alternatif çıkaramayız. basının desteğini alamayız. eylem planını bir an önce tesbit edecek icraata geçmeliyiz.

fevzi türkeri:
devletin bütünlüğü tehlikededir. bu takdimi seçimden sonra başbakan’a anlatmanın bir yararı yok. doğu ve güneydoğu anadolu’da bölücülük hız kazanmıştır. ülkemiz süratle bölünmeye gitmektedir. şimdiden tedbir alınmalıdır. basın, tüsiad, sermaye sahiplerini toplayıp bu iktidarın yaptıklarını anlatalım. onları tarafımıza çekmeye çalışalım. eylem planında çok zorluklar ile karşılaşacağız. toplum iktidarın yaptıklarına pembe gözlükler ile bakmaktadır. yerel seçimlerden önce başbakan’a bu işlerin böyle gitmeyeceğini anlatalım.

ii. başkan:
tablo kötü ama umutsuz olmaya gerek yok. mart ayındaki seçimler önemli. stratejimizin büyük kısmı yerel seçimlerden öne yapılmalı. aksi halde işimiz zorlaşacaktır. eylem planımızın tek zorluğu acaba toplum bu konuyu ne kadar biliyor? en önemli nokta bu. acaba ne kadar insan bu durumun bu kadar vahim olduğunun farkında? durum tesbitini kamuoyuna yansıtmalıyız. halkın desteğini almaksızın bir eylem planı yapmak önemli değil. (soru: durum tesbitini kamuoyuna nasıl yansıtacağız.) çeşitli kişiler ile görüşüyoruz. ama adamlarımızı iyi seçmeliyiz. 28 şubat konjonktürü farklıydı. halk daha hazır değil.

oktar ataman:
kötü bir tablo bedbin olmamak lazım. doğu ve güneydoğu anadolu’da bölücülük ve irtica iç içe beraberce hareket ediyorlar. hızla bölünme noktasına gidiyoruz. bu iktidar güvenliğimize ae anayasamıza bir tehdittir. bertaraf etmek için her şey yapılmaktadır. kamuoyunun kazanılması gerekir. medya patronları önemli. bu kişiler birebir konuşularak tarafımıza kazanılmalıdırlar. eylem planını süratle geliştirerek icraata koymalıyız.

hurşit tolon:
bu iktidar ne olduğunu ortaya koydu. ancak takiyyeye başvuruyor. arkasında abd, ab var. bunlar ortadoğu’yu 1915’te yaptıkları gibi şekillendirmek istiyorlar. bu hükümetten öncelikli tehdit bölücülük, sonra irticadır. irtica bunların devlet yapısı içerisindeki kinin ifadesidir. seçimden önce ikaz etmezsek önümüze aşamayacağımız bir engel çıkacaktır. halk bize sırtını çevirmez. bu hükümet ulusal onurumuz ile oynamaktadır. onur kırıcı bir durumdayız. üniter yapımıza zarar verilmektedir. bu iktidarın alternatifi var mı? şu anda yok gibi görünüyor. muhalefete bu konu anlatılmalıdır. dünya kamuoyuna açıklanan konular onurumuzu kırmaktadır. (pek çok örnek verebiliriz. bir örnek dil konusunda yaşananlardır.) uyum paketi altında hazırlananlar sadece bölünmemizi kolaylaştıracaktır.

şener eruygur:
söylenecekler söylendi. sadece bir-iki konu ilave etmek istiyorum. her şey elden gidiyor. örneğin emniyet teşkilatı jandarma ile yarışıyor ve onu kötüleyerek yükselmeye çalışıyor. ayrıca web sayfası açmıştır ve başbakan’ı destekliyorlar.

yaşar büyükanıt:
ortaya konan stratejinin bazı gerekli parametrelerin ilavesi ile gözden geçirilmesi uygundur. vahim bir tablo. jeopolitik açıdan abd ve ab ülkemize ortadoğu’da yeni bir rol biçmeye çalışmaktadır. yeni model bir türkiye yaratmaya çalışmaktadırlar. başbakan recep tayyip erdoğan, abd’ne gittiğinde fetullah gülen ile buluştular. ak ismi bilinerek ve kasıtlı olarak bediüzzaman’ın yazılarından alınmıştır. abd, ab ve türkiye’yi manipüle etmektedir. direnmenin başladığı yerde ekonomi bir silah olarak kullanılmaktadır. pozitif davranmalıyız. acaba zaman mı geçti? bence geçti. dead line seçimlerdir. eylem planında tedbirleri sıralamak kolay ama uygulanabilir olmalıdırlar. kamuoyu desteği için en önemli kaldıraç basın yayındır. bunu kullanmalıyız.

ibrahim fırtına:
eylem planının amacı anayasayı korumaktır. takdimde tsk’nın eylem planını tek başına yapamayacağını belirtmek bir zafiyetir. bu cümleler kayıtlardan çıkarılmalıdır. cumhurbaşkanı ile müşterek hareket şart. parlamento cumhurbaşkanı tarafından feshedilmelidir. yeniden anayasa yapılmalı ve bu anayasa kendini koruyacak her türlü imkan konulmalıdır. bu hükümetle olmaz. hukuki şartlar müsaittir. gereken yapılmalıdır. cumhurbaşkanı’nın yetkileri vardır.

özden örnek:
takdimde yapılan durum tesbiti dışında ben de bir durum tesbiti yaptım. burada bulunan herkes aynı fikirde. bu bence en önemli konuydu. tsk zaman ile zemin kaybetmektedir. bu ifadeyi halk desteği anlamında söylüyorum. ikinci tezkereden sonra ve bilhassa ağustos 2004 ayındaki mgk yasasının çıkmasından sonra halkın tsk’ne karşı olan inancı zayıflamıştır. ilımlı islam diye bir şey türkiye için mevzubahis değildir. biz halkının çoğunluğu müslüman olan bir toplumuz ve idare tarzımız da cumhuriyettir. sakınmamız gereken en önemli konu bundan sonra aleyhimizde "dinsizler" propagandasının yapılmasıdır. böyle bir tutum ile karşılaşırsak süratle ve kararlı bir şekilde cevap vermeliyiz. eğer elimizde nato tatbikatlarında olduğu gibi ikaz endikatörlerini gösteren bir ışık levhamız olsaydı şimdi hepsi kırmızı olacaktı. askerin söylediği yapılır ama bunun nedeni vardır. zira askerin elinde silahı vardır ve bu silah askere bazı manevra yetenekleri verir. silahımız bizim caydırıcılığımızdır. bu nedenle "ben silahımı kullanmayacağım" diye açıklamalar yapmamalıyız. akp’nin attığı her adıma aynı şiddetle ama çok kararlı olarak cevap vermeliyiz. ben bunların bölüneceğine inanmıyorum ve bundan sonraki seçimi de kazanacaklardır. o zaman geç olacaktır. bölücülük ve bugünkü vahameti; bu durum tesbitinde bütün şiddeti ile vurgulanmalıdır.

aytaç yalman:
söylenecekler söylendi. kendimi suçlu hissediyorum (genelkurmay başkanı bu söz üzerine "neden kendini yalnız sorumlu hissediyorsun" diye sordu)1. yalnız kendim değil, siz de benim kadar sorumlusunuz. buradaki diğer arkadaşların sorumluluğu bizden sonra gelir. zamanı boşuna geçirdik. benim önerim hemen ve gecikmesiz eylem planına başlamak. seçimden önce muhtıra vermeliyiz.

genelkurmay başkanı:
teşekkür ederim, herkesin aynı fikirde olması güzel. ben yüzde sekseni ile aynı fikirdeyim. ama katılmadığım noktalar var. açık konuştuğunuz için hepinize teşekkür ederim. muhtıra vermeye niyetim yok. bu hükümet gitmelidir. demokratik yollardan bu işi halledeceğiz. yapabileceğimiz bir çok şeyin olduğuna da inanıyorum.
bu toplantı bence tarihi bir toplantıydı. bir yıldır ilk defa yapılıyordu. genelkurmay başkanı’na onunla aynı fikirde olmadığımız mesajı verildi. o da kendinin yalnız kaldığını anladı. görüntüye rağmen direnmekte devam ediyor. ama artık çok geç. zira yasal olarak kendisi de geri dönemeyecek bir yola girdi.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol