çay demleme tariflerinde geniş zaman kullanmak, bunu katı kurallar çerçevesinde anlatmak doğru değil. herkesin bir tat anlayışı, her yörenin kendine has demleme usülleri oluyor ve evden eve, kahveden kahveye, çay ocağından çay ocağına bile değişiyor.
bilinir, demlenirken çayın kendi kendine çökmesine izin vermek, ortak bir görüş olmasının yanında iyi çay içmenin de en önemli unsuru. adı üstünde: demlenecek. benim de ocakçılık yaptığım zamanlardan kalma öğrendiğim bir yöntem var meselâ. çay bulunan hazneye (demlik/nispeten küçük olan/yukarıdaki) kaynar suyu koyarken, genellikle altta kalan çay dağılır. içerken de bu dağınıklık, tat olarak pek doygunluk hissi vermez. çiğlik ile o karışmışlık tada da yansır. daha fazla su tadı alınır. sevimli bir yolu var bunu önlemenin; kaynamış suyu demliğin su boşaltılan yerinden, ağzından ve yavaş yavaş dökerseniz hem çayın bütünlüğünü korumuş olur, kendi kendine çökmesine izin verirsiniz hem de çok ama çok lezzetli bir çay içmiş olursunuz.
küçücük bir not daha;
çayın çökmesinden hemen sonra, demlikten demlik kapağına dökülecek bir miktar çayla çayın olup olmadığını rengine bakarak anlayabilirsiniz. bunun yanında, o aldığınız çayı tekrar geriye dökerek, şaşırtma yoluyla çayınızın daha da iyi kıvama gelmesini sağlarsınız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?