borç yiğidin kamçısıdır
harvard işletme okulu`nda bush`un sınıf arkadaşı olan allan hubbard, yine harvard da hukuk doktorası yaptı. parlak bir kariyere sahip ve başarılı bir işadamı. kimyasallar üzerine yoğunlaşan “ea industries” şirketler topluluğunun sahibi. seçim kampanyalarında ulusal politika danışmanı olarak hep bush`un yanındaydı. şu anda da bush`un ekonomik danışmanlar kurulu`nun başında bulunuyor. şimdi nerden çıktı hubbard diyebilirsiniz. 2 aralık tarihli beyaz saray basın toplantısı hubbard`ı ekonomistlerin hedef tahtası haline getirdi de ordan… aynen beyaz saray`ın sayfasından tercüme ederek aktarıyorum. merak edenler için internet adresini de verelim: http://www.whitehouse.gov/news/releases/2005/12/20051202-2.html
gazeteci sormuş: allan, başkan bush`un en son kamuya olan borçla ilgili ne zaman konuştuğunu hatırlamıyorum. amerika`nın kamu borcu borcu 8 trilyon doları aştı. bu konuda sizi rahatsız eden bir nokta yok mu?:
allan hubbard: bu 8 trilyon rakamı nerden geliyor bilmiyorum. ama bu konuda önemli olan borcun milli gelire oranıdır. ve biz bu oranı da bir tehlike olarak görmüyoruz. bu oran bizde pek çok gelişmiş ülkenin oranından daha küçüktür. asıl tehlike bütçe açıklarıdır ve bu konu üzerinde çalışıyoruz. başkan bush 2009`a kadar bütçe açığını yarıya indirme konusunda gerekli çalışmaları başlattı...
konuşma devam ediyor. amerika`nın bütçe açıkları konusuna bir başka yazımızda değiniriz ama burada sözü geçen devletin kamu borcunun düzeyi ve bush ekonomistlerinin konuya bakış açısı hayli ürkütücü. daha doğrusu borç rakamlarını dahi bilmeyen bir ekonomi yönetiminin bu konuda ne gibi bir çalışması olabilir ki... tabii olarak yorumlar, fıkralar blogcu ekonomist sitelerinin en popüler yazıları oldu tahmin edebileceğiniz gibi.
biz bu rakamları verip olayın vehametini ortaya koyarak hubbard`ın kulaklarını çınlatalım. 2 aralık itibariyle 8 trilyon 118 milyar dolarlık kamu borcu var amerika`nın. kasım itibariyle gayri safi milli hasılası (us gdp) ise 12 trilyon 160 milyar doları buldu. bu rakamı bir de hubbard`ın önemsediği dile çevirelim. amerikan kamu borcunun gayri safi milli hasılasıya oranı yaklaşık %67 ki bu da türkiye`nin kamu borcunun gdp`ye oranından daha büyük bir rakam. yıllardır borç içinde çırpınıp imf politikalarıyla borç rasyolarını düzeltmeye çalışan türkiye`den daha fazla bir borç yüküne sahip amerika. acaba imf amerikan hükümetiyle de stabilizasyon programı çalışmalarını başladı mı dersiniz. sadece komik bir soru bu o kadar...
ilk etapta bu borç rasyolarının çok önemli olmadığını düşünebilirsiniz. ancak bütçe açıkları rekor üstüne rekor kıran bir ekonominin borcunun azaltamayacağı hatta azaltmak bir tarafa ciddi miktarda artıracağı su götürmez bir gerçek. bir yerde buna dur demek gerekecek. işte bu noktada bütçe açıkları ve cari açığın azaltılması yönündeki tedbirler hem büyüme rakamlarını ciddi oranda etkileyecek hem de ülkeyi stagflasyona götürecek gibi görünüyor. konjonktürel anlamda dünya ekonomilerini saran en büyük korku da işte bu durgunluğun kartopu etkisiyle tüm dünyaya yayılacak olması. pekçok ülke bu konuda tedbirlerini şimdiden almaya başladı.
gazeteci sormuş: allan, başkan bush`un en son kamuya olan borçla ilgili ne zaman konuştuğunu hatırlamıyorum. amerika`nın kamu borcu borcu 8 trilyon doları aştı. bu konuda sizi rahatsız eden bir nokta yok mu?:
allan hubbard: bu 8 trilyon rakamı nerden geliyor bilmiyorum. ama bu konuda önemli olan borcun milli gelire oranıdır. ve biz bu oranı da bir tehlike olarak görmüyoruz. bu oran bizde pek çok gelişmiş ülkenin oranından daha küçüktür. asıl tehlike bütçe açıklarıdır ve bu konu üzerinde çalışıyoruz. başkan bush 2009`a kadar bütçe açığını yarıya indirme konusunda gerekli çalışmaları başlattı...
konuşma devam ediyor. amerika`nın bütçe açıkları konusuna bir başka yazımızda değiniriz ama burada sözü geçen devletin kamu borcunun düzeyi ve bush ekonomistlerinin konuya bakış açısı hayli ürkütücü. daha doğrusu borç rakamlarını dahi bilmeyen bir ekonomi yönetiminin bu konuda ne gibi bir çalışması olabilir ki... tabii olarak yorumlar, fıkralar blogcu ekonomist sitelerinin en popüler yazıları oldu tahmin edebileceğiniz gibi.
biz bu rakamları verip olayın vehametini ortaya koyarak hubbard`ın kulaklarını çınlatalım. 2 aralık itibariyle 8 trilyon 118 milyar dolarlık kamu borcu var amerika`nın. kasım itibariyle gayri safi milli hasılası (us gdp) ise 12 trilyon 160 milyar doları buldu. bu rakamı bir de hubbard`ın önemsediği dile çevirelim. amerikan kamu borcunun gayri safi milli hasılasıya oranı yaklaşık %67 ki bu da türkiye`nin kamu borcunun gdp`ye oranından daha büyük bir rakam. yıllardır borç içinde çırpınıp imf politikalarıyla borç rasyolarını düzeltmeye çalışan türkiye`den daha fazla bir borç yüküne sahip amerika. acaba imf amerikan hükümetiyle de stabilizasyon programı çalışmalarını başladı mı dersiniz. sadece komik bir soru bu o kadar...
ilk etapta bu borç rasyolarının çok önemli olmadığını düşünebilirsiniz. ancak bütçe açıkları rekor üstüne rekor kıran bir ekonominin borcunun azaltamayacağı hatta azaltmak bir tarafa ciddi miktarda artıracağı su götürmez bir gerçek. bir yerde buna dur demek gerekecek. işte bu noktada bütçe açıkları ve cari açığın azaltılması yönündeki tedbirler hem büyüme rakamlarını ciddi oranda etkileyecek hem de ülkeyi stagflasyona götürecek gibi görünüyor. konjonktürel anlamda dünya ekonomilerini saran en büyük korku da işte bu durgunluğun kartopu etkisiyle tüm dünyaya yayılacak olması. pekçok ülke bu konuda tedbirlerini şimdiden almaya başladı.
(bkz: borç yigidin sancısıdır)
(bkz: indiana jones)
o borcu odeyene kadar ebesinin sikilicegi dusunulurse, borc yigidin kamcisidir, faizler vibratorudur, kapitalizm deri pantolonudur, yigit her tur fantaziye uygundur, genis gorusludur. ebesi sol panelin ebesinden bile genistir.
borcu olan, ve borcuna sadik kalan kisinin o borcu odemek icin ugrasicagini, didinecegini, ve daha iyi gunlere gelecegini anlatan serbest pazar ekonomisi uzerine dayandirilmis sozcuk grubu.
kapitalist bir atasözü.
mazosist akım yandaslarının sevismelerine ayrı bir zevk katmak icin sevismeden önce bakkaldan veresiye birseyler almaları sonucu gerceklesen olgu.
insanlari borclanmaya te$vik eden salak bir atasozu.atasozu mu yoksa atamiz olmayip da atamizmi$ gibi bizi kekleyen birisinin sozu mu bilemem..atalarimiz bize boyle sozlerle yol gostermeye cali$mi$larsa zaten vay halimize bizim.bu soz "borcu olan yigidin kamcilanmasi" $eklinde anla$ilmaliysa o zaman bir sozum yok.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?