bilgiçlerin hikayeleri

imphotep
elimi torbaya daldırdım. elime gelen ilk kâğıdı alıp içinde ne yazdığına bakmadan altından çakmakla yaktım. sayılar ve kelimeler döküldü. ayağımın önünde duran kül yığınına daha yakından bakmak için eğilmiştim oysa ki, hep böyle kalacağımı bilmiyordum.
2 gb hatıra yükledim kendime. fotograflar, şarkılar vesayir.. fazlası duygusallık yapıyordu. aralarında piksellenmiş olanları daha bir acıklı. beynimin bana oynadığı oyunlara kurallar koyup başka insanlarla oynamak istedim. saklambaçtan, seksekten, mahalle maçından farksız olsun istedim. istemiştim. artık istemiyorum. çünkü kurallardan bıktım. her gün işe gitmekten, giyinip soyunmaktan, su içmekten "normal" insan olmaktan bıktım. bıktırdılar. mesela artık uyumak istemiyorum. zaten uyanacaksam uyumanın ne anlamı var? her gün, her gece kendi paradoksları içinde yaşarken insanlar, halâ nasıl normal olduklarını idda ediyorlar anlamıyorum. yatağımı toplamak istemiyorum, her sevişmenin ardından pikenin ve çarşafın aldığı anlamsız şekillere anlam yüklemek istiyorum. hem de 2 gb.
normalsizlik istiyorum. durduk yere nefesimi tutup hiç kimseye neden tuttuğumu açıklamak istemiyorum.onlar bana neden boş yere nefes alıp verdiklerini açıklıyorlar mı?
istemekten de bıktım. istiyorum alıyorum/alamıyorum, vermiyorlar. ben yine de istiyorum.
hareketsiz kalabilmek gibi bir kudrete sahip olsaydım, kesinlikle kalırdım. yaşam enerjimi minimuma indirir ölü taklidi yapardım. beni gömdüklerinde toprağın altından gülerdim onlara "nasıl da kandırdım" diye.
şu saniye saate baksam bir sonraki günün bu saniyesinden neyin farklı olabileceği hakkında fikir yürütmek isterim.onun için bakmıyorum.
elimin altında bir kitap var. kitabı birisi yazmış. epey para kazanmış olmalı 44. baskı herkese nasip olmaz. ama bu bana yapılan kaçıncı baskı bilmiyorum. saymayı deneyeceğim bundan sonra.
sıkıntılı günler geçiriyorum. duygusal olarak. yaşımla ilgili sanırım. herkes evleniyor. ben daha doğru dürüst nefes almayı bile öğrenemedim. sabit bir imzam bile yok. yarın evlendiğim kadına "o benim gerçek imzam değildi zaten, vazgeçtim ben" dememek için bir sebep bulamıyorum.
ne istediğini bilmek önemli bu hayatta. kendini bir potaya koymazsan insanlar güvenmiyor sana. x erkek, y erkek (kromozom gibi oldu ya neyse) kategorisine giremediğinden, kategorize olamadığından korkuyorlar senden. karşısında neyin olduğunu bilmek istiyorlar.
bugün mutfağın tavanına gözüm çarptı. kurtlar geziniyordu tavanda. kurutulmuş meyveleri çoktan kaynatıp içmeliydim. tembihlemişlerdi. hangi tembihe uydum ki şimdiye kadar.. elektrik süpürgesi diye süper bi icat çıkmış istediğin her şeyi içine çekebiliyorsun.her şeyi! düşünsene.. önce kurtlara doğrulttum. tetiği çekmek için tereddüt eden hollywood starı gibi şakağımdan akan tere baktım ve yavaşça silahımı yere indirdim.
gözlerimin bozukluğu sosyalliğimi etkilemeye başladı. az öteyi göremiyorum. tabela veya insan olması farketmiyor.göremiyorum işte.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol