bekir coşkun

0 /
esrakesh
kırk yılda bir olsa da hak verdiğim yazardır.



************************

filistin için yırtındınız da...
şimdi niçin ortalıkta yoksunuz?..
niçin sesiniz çıkmıyor?..
niçin televizyonları çağırıp iki parmağınızı birden sallamıyorsunuz?.. niçin dünyayı ayağa kaldırmıyorsunuz?..
nerdesiniz?..
*
dün kadın okurum, attığı e-mail’de “yaban güvercinlerini vurdular yine” diyordu...
her şartta mavi marmara gemisinde ölenlerden kat be kat fazla gelen ilk haberlere göre vurulan mehmetçiklerin sayısı...
tabii ki onlara da yanmıştı yüreği, vicdanı olan herkes gibi... ama yaban güvercinleri; bir pis siyasi planın, gemiye doldurulmuş kurbanları olarak ölmediler...
ya da filistin toprakları için...
onlar; yurt topraklarını beklerken, türkiye rahat uyusun diye, o gece karanlığında vatanları için canlarını verdiler...
*
iyi ama niçin o yeşil bayraklı kalabalıklar kızılay’a-taksim’e çıkıp bağırmıyorlar?..
niçin yurdun dört bir yanında aynı anda mitingler başlamıyor?..
niçin dinci yazarlar megafonları alıp tepinmiyorlar?..
niçin toplu gıyabi namazlar kılınmıyor?..
niçin sesi çıkmıyor mollanın?..
*
niçin “dünyayı başlarına yıkarız” diye parmağını dört bir yana sallamıyor ve acele hastanelere koşmuyor başbakan?..
hani “van minüt” mü ne?..
bülent arınç niçin televizyona çıkıp ağlamıyor?..
dün “genelkurmay’dan açıklama bekliyorum” diyebilen tbmm başkanı, niçin o açıklamayı “açılım”ın mimarı başbakan’dan isteyemiyor?..
o iktidar milletvekilleri niçin gözlerini sile sile koşup birer çılgına dönmüyorlar?..
niçin acil kriz toplantıları yapılmıyor?..
niçin belediye otobüsleri, şehirlerin meydanlarına sembolik “cihat” için bedava insan taşımıyorlar?..
nerdesiniz?...
nerde?..

bekir coşkun
20 / 06 / 2010
( habertürk )
xerxes
bugünkü yani 21 mart 2006 tarihli yazısı mutlaka okunmalı. işte o yazı:

bir insanın eşinin türbanlı (başörtüsü demiyorum) olması elbette onun kimliğinin bir parçasıdır.

başbakan ve adamlarının "eşinin türbanına göre muamele edilemez" tezi doğru değil.

diyelim ki liberal ya da sosyal demokrat partililerin tümünün eşinin başının açık olması, tüm akp’li bakan, başbakan, milletvekili ve bürokratların eşlerinin "türbanlı" olması rastlantı mı?

elbette değil.

kapalı eş, bir karakteri anlatır bize.

tutucu, dinci, arap kültürünü ve yaşam biçimini seçmiş kimsedir karşımızdaki.

cumhuriyetin devrim yasalarını sevmez.

kadın, onun için ikinci sınıf insandır ve kadının özgürlüğü elbette sınırlıdır.

erkek erkeğe sohbetlere bayılır.

kadınının konuşmasından hoşlanmaz.

onun erkeklerin olduğu bir ortamda bulunmasından rahatsız olur, ona harem ister.

*

"türbanlı eş" bir kimliktir.

şeriat hükümleri içinden bir tek türban emrini beğenip uyguladığını, öbür şeriat hükümlerini beğenmediğini herhalde söyleyemezsiniz.

belli etse de, etmese de...

şeriatçıdır.

ruhunda kıyametler kopmaktadır ve ilk fırsatta şeriatın uygulanmayan hükümlerini uygulamayı umar.

medeniyeti fazla sevmez.

pantolonunun altında uzun paçalı don vardır.

geceleri külah takar.

bunlar bizleri hiç de ilgilendirmese bile, turizme için için kızar, biyoloji derslerindeki "evrim teorisini" uygun bulmaz. çocuklara kadının erkeğin alt kaburga kemiğinden yaratıldığının öğretilmesini ister.

batı uygarlığına ulaşmak istiyormuş gibi yapar, ama ortaçağ geleneklerine koşar. laik cumhuriyetin koltuğuna oturur, ama laik cumhuriyetin aydınlık yüzünü reddeder.

ikiyüzlüdür.

*

bir insanın eşinin "türbanlı" olması, onun kimliğidir.

bir anlayışı, bir bakışı, bir tavrı anlatır bize.

türbanın dili vardır.

siz anlamak isteseniz de, istemeseniz de...
hepimizhiciz
istifa etmeyip aydın doğan’ın uşaklığına devam ederek, beni büyük hayal kırıklığına uğratmış yazar.
bir işi ya tam yaparsın ya da susarsın. bu çıkışıyla daha iyi bir iş teklifi beklediğini düşündüğüm bu yazar, ne yazık ki popularizmin esiri olmuştur gözümde.
amazonta
bugunku yazısında suriye cumhurbaşkanı esad’ın eşi ile türkiye’nin cumhurbaşkanı abdullah gül’ün eşinin giyim tarzını karşılaştırmış ve çoğumuzun rahatsız olduğu bir konuyu dile getirmiştir. cumhurbaşkanının eşinin tüm dünyanın karşısında aydın, atatürkçü ve modern türk kadınını temsil etmediği ortadadır.
yasinist
emin çölaşan’ın hürriyet’den kovulması ardından istifa etmeyip ne yapacağına okurlarına sorarak sonuçta hürriyet’de kalmaya devam etmiştir.çok güzel yazıları vardır.hergün okumanız gereken yazarlardan biridir.andree coşkun ile evlidir.
benduruyorumsebagitti
bugünkü yazısında, yine kelime oyunları ve esprili bir anlatımla ülkenin durumunu kendi penceresinden yorumlamıştır. yazısının büyük kısmına katılmamak elde değil...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8772323.asp?yazarid=2&gid=61&sz=93824

yasinist
türkiye’nin kanımca en iyi yazarı.her yazdığı ile bazı yazarcıklara ders veren biri.ayrıca mail attığınızda hemen de cevap veren biri.
mouscronoise

kara çarşaflılar chp’nin, kara kömür akp’nin seçim stratejisi diyerek üstün tahlil yeteneğini konuşturan köşe yazarı.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10434166.asp?yazarid=2&gid=61
orqn
son zamanlarda biraz baştan savma yazmaktadır.çok klasik bir metod bulmuş kendine;gündemden bir konu seçiyor,sonra o konuyla ilgili bir şiir/özdeyişle başlıyor yazısına.10-15 cümle yazdıktan sonra da tekrar o özdeyiş/şiirle bitiriyor yazısını.
benduruyorumsebagitti
tüm türkiye şehitlerin acısıyla sağcı-solcu şucu bucu herkes! sokaklara dökülmüşken...

gazetelerde çarşaf çarşaf fotoğraflar türkiye’nin tüm renklerinden insanları gösterirken...

televizyonlar, hatta bu duruma vurgu yaparken...

ve dahi şehit ailelerinin manzarası da ortadayken...

...

işte bu ahval ve şerait içinde dahi:

"meydanlarda niye türbanlı yok?.." diye yazı yazabilmiş kişidir.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7590235.asp?yazarid=2&gid=61&sz=67733

bir okuru not atarak sormuş."not atarak"??? nasıl yani??

nasıl yapmış bunu bir taşa bağlayıp hürriyet medya towers’taki odasının camına mı fırlatmış?

galiba e mail göndermiş de, pek bi ulusalcı olan kendileri "gavurca" yazmak istememiş.

işte bütün mesele bu.üretemediğin şeyi hem kullanıyorsun hem de onu üretene düşman oluyorsun.

okumuyorsun,izlemiyorsun ama yazıyorsun.

müdürün savaş tamtamları çalarken sana da milleti kışkırtmak mı düştü?

öyle genel yayın yönetmenine böyle yazar! böyle yazara da öyle okur!!! tersten de okunabilir.

elma sekeriiii
bir yazısı var ki beni benden aldı. başbakanın "en az 3 çocuk" sözlerini eleştiren bu yazı gerçekten alkışlanası:


kıçımız da pipimiz de sizin. neremizi istersen..



" neremizi istersen...

kadının rahmi size ait ise...

baktım da; neremiz bizim?..

misal şu burnumuz...

neye sokacağız, neye sokmayacağız?.. ya da nerede kaldıracağız, nerede indireceğiz, karar sizin... "


devamı şurada:
http://www.sondakikahaberleri.info.tr/haber/516246-bekir-coskun-kicimiz-da-pipimiz-de-sizin
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol