(bkz: bedia akarturk)
bedia akarsu
istanbul üniversitesi felsefe bölümü’nde yaptığı dil, kültür ve ahlâk felsefesi çalışmalarıyla tanınan felsefecimiz bedia akarsu, 27 ocak 1921’de istanbul’da dünyaya geldi. çapa ilkokulu ve çapa ortaokulu’ndan sonra istiklâl lisesi’ni bitirdi. yükseköğrenimini 1943 yılında mezun olduğu istanbul üniversitesi felsefe bölümü’nde yaptı. aynı bölümde ernst von aster’in yönetiminde başladığı doktora çalışmalarını joachim ritter’in yanında “wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı” konulu tezle tamamladı (1954). arnold gehlen ve hans freyer’in istanbul üniversitesi’nde verdiği bir dizi konferansı ve ritter’in derslerini türkçe’ye çevirdi.
1956-1958 yıllarında almanya’ya giderek heidelberg üniversitesi’nde gadamer’in fenomenoloji seminerlerine katıldı ve scheler üzerine araştırmalar yaptı. 1960 yılında "max scheler’de kişilik problemi" adlı çalışmasıyla doçent oldu. 1968’de felsefe tarihi kürsüsü’nde profesörlüğe yükseltildi. bölümde ahlâk felsefesi, çağdaş felsefe akımları, felsefe tarihi semineri gibi dersler verdi. felsefe bölümü başkanlığı yaptı. 1963-1983 yıllarında türk dil kurumu yönetim kurulu üyeliğinde bulundu ve felsefe terimlerinin türkçeleştirilmesi çalışmalarında macit gökberk’le birlikte etkin rol aldı. ardından 1984 yılında emekliye ayrıldı.
1988-1989’da çukurova üniversitesi eğitim fakültesi’nde felsefe grubu öğretmenliği bölümü’nün kurucusu olarak görev aldı. 1990-1996 yılları arasında ise istanbul üniversitesi atatürk enstitüsü’nde doktora dersleri verdi.
istanbul üniversitesi’nde takiyettin mengüşoğlu’nun başlattığı fenomenoloji ve felsefi antropoloji geleneği nermi uygur’la gelişirken, bedia akarsu ernst von aster’in de etkisiyle daha çok dil, kültür ve ahlâk felsefelerine eğildi. doktora çalışmasında gerek yöntem gerekse yaklaşım açısından hocası alman felsefe tarihçisi ritter’in oldukça etkisinde kaldı. öğrenciliği sırasında izlediği mengüşoğlu’nun felsefi antropoloji seminerleri ve daha sonra heidelberg üniversitesi’nde katıldığı gadamer’in fenomenoloji seminerleri ise onun scheler üzerine çalışmasını olumlu yönde etkilemiştir.
bedia akarsu’nun kant ahlâkına yönelmesiyle, 1933 üniversite reformu’ndan sonra türkiye’de egemen konuma gelen alman felsefe eğiliminin temelinde yer alan kant, mengüşoğlu’ndan sonra bir kez daha öne çıkmıştır. akarsu, “çağdaş felsefe akımları” adlı eserinde de daha çok alman felsefe akımlarını ve filozoflarını tanıtır.
eserleri: wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı (1955), max scheler’de kişilik problemi (1962), modern toplumda kadın (1963), ahlâk öğretileri i: mutluluk ahlâkı (1963), ahlâk öğretileri ii: immanuel kant’ın ahlâk felsefesi (1968), çağdaş felsefe akımları (1979), atatürk devrimi ve yorumları (1969), felsefe terimleri sözlüğü (1979), çağdaş felsefe: kant’tan günümüze felsefe akımları (1987), alatürk devrimi ve temelleri (1995), max scheler felsefesi’nde kip kavramı ve insan-olma sorunu (1998), metafizik ve din üzerine görüşmeler (malebranche’tan çeviri, 1946). ayrıca makaleleri felsefe arşivi, felsefe tercümeleri dergisi, türk dili, arayış, gösteri, çağdaş eleştiri ve cogito gibi dergilerde yayımlanan akarsu’nun cumhuriyet gazetesinde de yazıları çıkmıştır.
yazarın kişisel görüşü; inanılmaz tatlı ve bilgili olan bu felsefeciyi keşke herkes tanıyabilse. çok kibar ve çok şirin olan bu kadın, eski öğrencileri tarafından da hep sevgiyle anılmaktadır. onların deyimiyle "hep öğrencisinin yanında yer alan, onları sonuna kadar savunan, dinleyen bir hocaydı."
1956-1958 yıllarında almanya’ya giderek heidelberg üniversitesi’nde gadamer’in fenomenoloji seminerlerine katıldı ve scheler üzerine araştırmalar yaptı. 1960 yılında "max scheler’de kişilik problemi" adlı çalışmasıyla doçent oldu. 1968’de felsefe tarihi kürsüsü’nde profesörlüğe yükseltildi. bölümde ahlâk felsefesi, çağdaş felsefe akımları, felsefe tarihi semineri gibi dersler verdi. felsefe bölümü başkanlığı yaptı. 1963-1983 yıllarında türk dil kurumu yönetim kurulu üyeliğinde bulundu ve felsefe terimlerinin türkçeleştirilmesi çalışmalarında macit gökberk’le birlikte etkin rol aldı. ardından 1984 yılında emekliye ayrıldı.
1988-1989’da çukurova üniversitesi eğitim fakültesi’nde felsefe grubu öğretmenliği bölümü’nün kurucusu olarak görev aldı. 1990-1996 yılları arasında ise istanbul üniversitesi atatürk enstitüsü’nde doktora dersleri verdi.
istanbul üniversitesi’nde takiyettin mengüşoğlu’nun başlattığı fenomenoloji ve felsefi antropoloji geleneği nermi uygur’la gelişirken, bedia akarsu ernst von aster’in de etkisiyle daha çok dil, kültür ve ahlâk felsefelerine eğildi. doktora çalışmasında gerek yöntem gerekse yaklaşım açısından hocası alman felsefe tarihçisi ritter’in oldukça etkisinde kaldı. öğrenciliği sırasında izlediği mengüşoğlu’nun felsefi antropoloji seminerleri ve daha sonra heidelberg üniversitesi’nde katıldığı gadamer’in fenomenoloji seminerleri ise onun scheler üzerine çalışmasını olumlu yönde etkilemiştir.
bedia akarsu’nun kant ahlâkına yönelmesiyle, 1933 üniversite reformu’ndan sonra türkiye’de egemen konuma gelen alman felsefe eğiliminin temelinde yer alan kant, mengüşoğlu’ndan sonra bir kez daha öne çıkmıştır. akarsu, “çağdaş felsefe akımları” adlı eserinde de daha çok alman felsefe akımlarını ve filozoflarını tanıtır.
eserleri: wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı (1955), max scheler’de kişilik problemi (1962), modern toplumda kadın (1963), ahlâk öğretileri i: mutluluk ahlâkı (1963), ahlâk öğretileri ii: immanuel kant’ın ahlâk felsefesi (1968), çağdaş felsefe akımları (1979), atatürk devrimi ve yorumları (1969), felsefe terimleri sözlüğü (1979), çağdaş felsefe: kant’tan günümüze felsefe akımları (1987), alatürk devrimi ve temelleri (1995), max scheler felsefesi’nde kip kavramı ve insan-olma sorunu (1998), metafizik ve din üzerine görüşmeler (malebranche’tan çeviri, 1946). ayrıca makaleleri felsefe arşivi, felsefe tercümeleri dergisi, türk dili, arayış, gösteri, çağdaş eleştiri ve cogito gibi dergilerde yayımlanan akarsu’nun cumhuriyet gazetesinde de yazıları çıkmıştır.
yazarın kişisel görüşü; inanılmaz tatlı ve bilgili olan bu felsefeciyi keşke herkes tanıyabilse. çok kibar ve çok şirin olan bu kadın, eski öğrencileri tarafından da hep sevgiyle anılmaktadır. onların deyimiyle "hep öğrencisinin yanında yer alan, onları sonuna kadar savunan, dinleyen bir hocaydı."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?